Bakan Çavuşoğlu: Bu teklif Biden tarafından geldi

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ABD'nin teklifi üzerine ABD ile PKK/PYD/YPG, FETÖ ve S-400 konularının ele alınacağı bir çalışma grubu kurulacağını söyledi. Çavuşoğlu, 'Bu sefer bu teklif Biden tarafından geldi.' dedi.

Çavuşoğlu, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Dışişleri Bakanlığı ve ilgili kurumlarının 2022 yılı bütçesinin sunumunu yaptı.

Türkiye’nin ABD yönetimiyle temaslarını sürdürdüğünü ifade eden Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD Başkanı Joe Biden ile geçen pazar yaptığı görüşmenin yapıcı bir atmosferde geçtiğini belirtti.

ABD’nin PKK/PYD/YPG’yle iş birliği, FETÖ’nün ABD’deki varlığı ve S-400 bağlantılı yaptırımlara ilişkin tutumunun müttefiklik ruhuyla bağdaşmadığını dile getiren Çavuşoğlu, “Sayın Cumhurbaşkanı’mız bunları açıklıkla bu görüşmede vurguladı. Bu konuları ele alacak bir çalışma grubu kuracağız. Daha önce de ABD’ye böyle bir teklifte bulunduğumuzu söylemiştik, şimdi de bu teklif ABD tarafından, Biden tarafından geldi.” dedi.

Çavuşoğlu, çalışma grubunun oluşturulması ve ele alınacak konularla ilgili kurum ve bakanlıkların çalışmaları yürüttüğünü de belirtti.

“YURTTA BARIŞIN DÜNYADA BARIŞTAN GEÇTİĞİNİN FARKINDAYIZ”

2021’in uluslararası siyasi konjonktür bakımından yoğun gündemli bir yıl olduğuna dikkati çeken Çavuşoğlu, Afganistan, Orta Doğu, Balkanlar, Afrika ve Asya’da önemli gelişmeler yaşandığını ifade etti.

Çavuşoğlu, küresel manzaraya güvensizlik ortamının hakim olmaya devam ettiğini söyleyerek, artan güç mücadelesi ve rekabetin kurallara dayalı ilişkiler düzenini tehdit ettiğini dile getirdi.

Kısa vadeli çıkarlara dayalı yaklaşımın yaygınlık kazandığına işaret eden Çavuşoğlu, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının da mevcut zaafları, adaletsizlikleri, iş birliği konusundaki eksiklikleri iyice belirginleştirdiğini vurguladı.

Çavuşoğlu, tüm ülkelerin dış politikalarını çok kutuplu ve değişken dünya düzenine uyarlamaya çalıştığına dikkati çekti.

G20 zirvesinde de bu eğilimleri gördüklerini ve bunlara ortak çözümler bulma imkanlarını değerlendirdiklerini anlatan Çavuşoğlu, Türkiye’nin girişimci ve insani dış politikasıyla adımlarını sağlam attığını belirtti.

Çavuşoğlu, Türkiye’nin farklı güç merkezleriyle aynı masada, eşit koşullarda, çok boyutlu ilişkiler kurduğunu dile getirerek, diğer yandan düşkün ve muhtaçlara el uzattığını, güçlü ve adil bir diplomasi izlediğini ve “daha adil bir dünya” için çalıştığını kaydetti.

Türkiye’nin istikametini kendinin belirlediğini belirten Çavuşoğlu, “Yurtta barışın dünyada barıştan geçtiğinin farkındayız. Diyalog ve iş birliği önceliğimiz. Ancak, gerektiğinde sert güç unsurlarını da diplomasiye alan açmak amacıyla kullanmaya devam ediyoruz.” diye konuştu.

Bakan Çavuşoğlu, dinamik bir dış politika izlediklerinin altını çizerek, şunları kaydetti:

“İnsanımızın, soydaşımızın, ticaretimizin, iş insanımızın, tarihi bağlarımızın olduğu her yerde bayrak gösteriyoruz. Geçen yılki komisyon toplantımızdan bu yana, salgın koşullarına rağmen 72 yurt dışı ziyaret yaptık. 260’tan fazla telefon, 40’tan fazla video konferans görüşmesi yaptık. Ülkemize gelen dışişleri bakanlarının sayısı 48, devlet ve hükümet başkanlarının sayısı 33.”

EKONOMİ DİPLOMASİSİ

Mevlüt Çavuşoğlu, değişimin; ona uyum sağlayamayanlar için bir tehdit, gelişmeleri doğru okuyanlar için ise bir fırsat olduğunu ifade ederek, diplomasinin de bu değişimden nasibini aldığını, dış politikanın artık belirli çevrelerle sınırlı bir alan olmadığını ve çok paydaşlı ve çok katmanlı olduğunu söyledi.

Bakanlık olarak ekonomi, turizm, sağlık, kültür ve düşünce gibi alanlarda farklı paydaşlarla sonuç odaklı bir diplomasi izlediklerini ifade eden Çavuşoğlu, çeşitli alanlarda yaptıkları çalışmaları anlattı.

Çavuşoğlu, Türkiye’nin dış politikasında “ekonomi diplomasisinin” vazgeçilmez bir yere sahip olduğunu belirterek, küresel gündemin en önemli başlıklarından birisinin “büyük güçler arasındaki rekabet” olduğunu söyledi.

Salgınla birlikte küresel tedarik zincirlerinin değişmeye başladığına dikkati çeken Çavuşoğlu, bunun Türkiye için önemli bir fırsat olduğunu düşündüklerini belirtti.

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, “Bugün Çin’den Amerika’ya kadar temel ürünlerde dahi yaşanan sıkıntıları hepiniz görüyorsunuz. Hamdolsun, aldığımız tedbirler ve iş insanlarımızın girişimciliği sayesinde bu durumu lehimize çeviriyoruz. Son 12 ayda ihracatımız 215 milyar doları aştı. Dünya ticaretindeki payımız ilk kez yüzde 1’in üstüne çıktı.” dedi.

Türkiye’nin büyükelçilik açtığı ülkelerde ihracatının ortalama yüzde 27 arttığına işaret eden Çavuşoğlu, tüm dış seyahatlerinde iş insanlarıyla bir araya geldiklerini ve sorunlarını dinlediklerini dile getirdi.

Çavuşoğlu, Türkiye’nin özellikle savunma sanayinde kat ettiği mesafenin gurur verici olduğunu belirterek, en son Güney Kore ziyaretlerinde Altay Milli Tank projesinin güç grubuna ilişkin niyet mektubunun imzalandığını hatırlattı.

Ulaştırma alanında da yoğun bir diplomasi izlediklerini söyleyen Çavuşoğlu, THY uçuşları ve nakliyecilerin vize ve geçiş belgeleri konularını takip ettiğini belirtti.

TURİZM DİPLOMASİSİ

Çavuşoğlu, salgından en olumsuz etkilenen sektörlerden birinin turizm olduğunu ifade ederek, 2021’de de turizm diplomasisine özel önem verdiklerini ve “güvenli turizm” projesiyle tüm dünyaya örnek olduklarını söyledi.

Bu süreçte Dışişleri Bakanlığının Kültür ve Turizm Bakanlığına destek verdiğini anımsatan Çavuşoğlu, Almanya, Rusya, Ukrayna, Polonya gibi ülkelerle turizmi artıracak özel anlaşmalar yaptıklarını ve Türk vatandaşlarının seyahat imkanlarını genişletecek adımlar attıklarını kaydetti.

Çavuşoğlu, Avrupa Birliği’nin (AB) Dijital Kovid Sertifikası sistemine dahil olduklarını ve İngiltere’yle de anlaştıklarını, Sırbistan, Ukrayna, Fas, Yunanistan, Endonezya gibi ülkelerin olduğu 16 ülkeyle de karşılıklı aşı sertifikasının tanındığını ifade etti.

Öte yandan, sağlık diplomasisinin de salgın döneminde Türkiye için bir diğer yumuşak güç unsuru olduğunu anlatan Çavuşoğlu, “20 yılda sağlık sektörüne yaptığımız yatırımın faydasını bu dönemde daha da fazla gördük. Sağlık turizminin turizm gelirimiz içindeki payı yüzde 1’den yüzde 4,5’e yükseldi. Hizmet İhracatçıları Birliği ve Ticaret Bakanlığımızla geçen ay imzalanan protokolle sağlık turistlerine vize kolaylığı sağlıyoruz.” ifadelerini kullandı.

“TÜRKİYE, SERT VE YUMUŞAK GÜÇ UNSURLARINI BİR ARADA KULLANAN KÜRESEL BİR AKILLI GÜÇTÜR”

Türkiye’nin fikir diplomasisine özel önem verdiğini belirten Çavuşoğlu, yeni fikirleri, küresel eğilimleri rahat bir ortamda ele alabilecek fırsatlar yaratmaya çalıştıklarını dile getirdi.

Çavuşoğlu, bu yıl haziran ayında ilk kez “yenilikçi diplomasi” temasıyla Antalya Diplomasi Forumu’nu fiziki olarak gerçekleştirdiklerini anımsatarak, salgına rağmen 11 devlet ve hükümet başkanı, 45 bakan, 60’tan fazla uluslararası örgüt temsilcisinin Türkiye’de buluşmasının, “Türkiye’nin yumuşak gücünü” gösterdiğini vurguladı.

Bakan Çavuşoğlu, “Türkiye, sert ve yumuşak güç unsurlarını bir arada kullanan küresel bir akıllı güçtür. Kültür ve Turizm Bakanlığımızla birlikte kültür diplomasisiyle yumuşak gücümüzü artırıyoruz.” dedi.

Türkçeyi ve Türk kültürünü yurt dışında yaygınlaştırmak için yoğun bir çaba içerisinde olduklarını kaydeden Çavuşoğlu, “Son bir yılda, 3 anlaşma daha imzalayarak Kültür İşbirliği alanındaki ikili anlaşma sayısını 106’ya çıkardık. Maarif Vakfımızın 87 yeni okul ve 3 eğitim merkezi açmasına katkıda bulunduk, Toplam 47 ülkede 400 okul, 1 üniversite ve 14 eğitim merkezi, Yunus Emre Enstitüsünün 6 yeni Türk Kültür Merkezi’nin açılışına destek olduk. Yurt dışında bakanlığımıza ait kullanılmayan bazı binaları bu kurumlarımıza tahsis edeceğiz.” dedi.

Çavuşoğlu, İstiklal Marşı’nın kabulünün 100. yılı, Yunus Emre ve Türkçe Yılı, Ahi Evran, Hacı Bektaş Veli ve Patara yılları vesilesiyle yurt dışında tanıtım etkinlikleri yaptıklarını belirterek, tüm bu faaliyetlerin kamu diplomasisi çalışmalarına da katkı sağladığını söyledi.

Bakanlığın resmi Twitter hesabının 1.5 milyonun üzerinde takipçisiyle Avrupa’da dışişleri bakanlıkları arasında birinci, dünyada da ilk 5’te yer aldığını aktaran Çavuşoğlu, internet sitesinin 4 dilde faaliyet gösterdiğini ve yeni sitenin 10’dan fazla dilde olacağını kaydetti.

Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye’nin 253 misyonunun, bulundukları ülkelerin dillerini de kullanarak geniş bir kitleye erişim sağladığını dile getirdi.

“AFGANİSTAN’DAN 1502 KİŞİNİN GÜVENLE TAHLİYE EDİLMESİNİ SAĞLADIK”

Türkiye’nin iç politikada olduğu gibi dış politikada da insan odaklı olduğunu kaydeden Çavuşoğlu, “Özellikle Batı’da zemin kazanan ırkçılık, İslam ve yabancı düşmanlığıyla mücadelede vatandaşlarımızın yanında yer alıyoruz. Konsolosluk alanında 7/24 esasına göre çalışıyoruz.” bilgisini verdi.

Konsolosluk işlemlerinin önemli bir kısmının internet üzerinden yapılabildiğine vurgulayan Çavuşoğlu, dijital altyapının sürekli yenilendiğini belirterek, “2020’de 2 milyondan fazla konsolosluk işlemi yapmıştık. 2021’de ilk 9 ayda bu sayıyı aştık.” diye konuştu.

Çavuşoğlu, Afganistan’ın 2021’de uluslararası gündemde ön sıralara çıktığına işaret ederek, “Afganistan’da yaşanan krizde girişimci ve insani dış politikamıza uygun biçimde çoğunluğu vatandaşımız olmak üzere, 1502 kişinin güvenle tahliye edilmesini sağladık. 28 dost ve müttefik ülkeye, 14 uluslararası örgüte ve 17 uluslararası basın kuruluşuna destek verdik.” açıklamasında bulundu.

Afganistan’a insani yardım faaliyetlerinin devam ettiğine de dikkati çeken Çavuşoğlu, “Bu kapsamda Afganistan’a 33 tonluk gıda yardımı yaptık. İlave yardımlar için hazırlık yapıyoruz. Kabil’de Büyükelçiliğini kapatmayan tek NATO ülkesi olduk.” görüşünü paylaştı.

TMV’NİN AFGANİSTAN’DAKİ 14 KIZ OKULUNDAN 10’U AÇILDI

Türkiye’nin Afganistan’a ilgisiz kalamayacağına işaret eden Çavuşoğlu, “Tarihi bağlarımızın yanı sıra soydaşlarımız, yatırımlarımız ve birçok alanda mevcudiyetimiz var. Terör, göç ve uyuşturucu tehditlerinin kaynağında bertaraf edilmesi, ekonomik çöküşün ve insani krizin önlenmesi gerekiyor.” ifadesini kullandı.

Krizlerin bulunduğu yerde yönetilmezse, sonuçlarına herkesi doğrudan etkileyeceğine dikkati çeken Çavuşoğlu, “İşte bu nedenlerle, Taliban’la aşamalı angajman, insani konularda destek ve uluslararası alanda aktif diplomasi izliyoruz. Kaldı ki uluslararası toplumun geneli de Taliban’la aşamalı bir angajman politikası uyguluyor. Tanıma konusunda ise aceleci değiliz, sahadaki uygulamaları takip ediyoruz.” dedi.

Çavuşoğlu, Afganistan’daki geçici hükümetin Dışişleri Bakan Vekiliyle görüştüğünü de hatırlatarak, kendisine kalıcı istikrar için kapsayıcı ve tüm kesimlerin temsil edildiği bir hükümet kurulmasının önemini vurguladığını anlattı.

Kadınların durumu ve kız çocuklarının eğitimi başta olmak üzere, insan haklarına riayet telkininde bulunduklarının da altını çizen Çavuşoğlu, “Bu konularda sadece telkinde bulunmak yetmez. Türkiye Maarif Vakfı’nın (TMV) okullarından bahsetmiştim. TMV’nin 80 okulu var, 14 tanesi kızlar içindi. Bu 14 okuldan 10 tanesi tekrar eğitime başladı. O anlamda da sahada da destek veriyoruz.” diye konuştu.

Çavuşoğlu, Afganistan’da üniversiteye giriş sınavı birincisi kız öğrenci Selgey İsmail’in de Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) desteğiyle Türkiye’de tıp eğitimi alacağını ifade ederek, “Bir kız babası olarak, buna özel önem veriyorum. Taliban tarafından pasaport verilmesini sağladık, vizesini verdik, bu kızımız da ülkemizde tıp eğitimi alacak.” bilgisine yer verdi.

Afgan halkının dünyaya bağlantısının kopmamasının öncelik olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, bunun için hayati işlevi bulunan Kabil Havaalanı konusunda Katarlı ve Afgan muhataplarla görüşmelerin sürdüğünü de aktardı.

“İDLİB’TEKİ VARLIĞIMIZLA SİVİLLERİ KORUYORUZ”

Suriye’de atılan adımlarla Türkiye sınırında bir terör koridoru oluşmasının engellendiğini kaydeden Çavuşoğlu, siyasi sürecin de önünün bu şekilde açıldığını belirtti.

Son gelişmeler karşısında da Türkiye’nin ne yaptıysa aynısını yapmaya kararlı ve muktedir olduğunu dile getiren Çavuşoğlu, “İdlib’teki varlığımızla sivilleri koruyoruz. İlave göç riskini engelliyoruz. Siyasi çözüm temel hedefimiz. Bunun için temaslarımızı sürdürüyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

Çavuşoğlu, Libya’da da TBMM’nin verdiği yetki sayesinde tesis edilen dengenin siyasi sürecin önünün açılması açısından önemli olduğunu vurgulayarak, “Diyalog süreci başladı ve Milli Birlik Hükümeti kuruldu. Milli Birlik Hükümetiyle her düzeyde yakın temas halindeyiz. Libya halkının farklı kesimleriyle de temaslarımız sürüyor.” sözlerini sarf etti.

Orta Doğu’da da Mısır ve Körfez ülkeleriyle yaşanan olumlu ivmeyi sürdürmek için her adımın atılacağını belirten Çavuşoğlu, Orta Doğu’daki istikrarın önündeki engelin ise İsrail-Filistin ihtilafı olduğunu söyledi.

Türkiye’nin uluslararası alanda Filistin davasının bayraktarlığını yapmaya devam ettiğini kaydeden Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Mayıs ayında Mescid-i Aksa ve Gazze’ye yönelik saldırıların meclisimizdeki tüm siyasi partilerin katıldığı bir bildiriyle kınanmış olması anlamlıdır. Gazi meclisimizin bu desteği, Filistinlilere yönelik şiddet ve baskı karşısında başta Birleşmiş Milletler (BM) ve İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) olmak üzere uluslararası platformları harekete geçirmeye dönük çalışmalarımıza güç kattı. Mescid-i Aksa saldırılarının ardından İİT Dışişleri Bakanları Temas Grubu’nu toplantıya çağırdık. BM Genel Kurulunda bir oturum yapılmasını sağladık.”

“YUNAN-RUM İKİLİSİNİN ALEYHİMİZDEKİ ADIMLARINA SAHADA TEREDDÜTSÜZ CEVAP VERDİK”

Çavuşoğlu, Doğu Akdeniz ve Ege’de uluslararası hukuk temelinde Türkiye’nin ve Kıbrıs Türkleri’nin meşru hak ve çıkarlarının savunulduğunu belirterek, “Yunan-Rum ikilisinin aleyhimizdeki adımlarına sahada tereddütsüz cevap verdik, veriyoruz. Öte yandan diyalog çağrımız her zaman geçerli. Sayın Cumhurbaşkanımızın kapsayıcı bir Doğu Akdeniz konferansı önerisi masada. Yunanistan’la aramızdaki sorunları yapıcı diyalog yoluyla çözebileceğimiz inancıyla istişari temaslara yeniden başladık. 3 tur görüşme yaptık.” dedi.

Kıbrıs meselesinde artık egemen eşitlik ve eşit uluslararası statünün, çözümün ön şartı olduğuna vurgu yapan Çavuşoğlu, Cenevre’de bu yıl düzenlenen gayriresmi toplantıda bu tutumun tüm dünyaya duyurulduğunu da anımsattı.

Çavuşoğlu, KKTC’nin Maraş açılımı gibi adımlarının da desteklenmeye devam edileceğini aktardı.

Türkiye’nin, Balkanlar’da her kesimin güvendiği bir ülke olmaya devam ettiğini kaydeden Çavuşoğlu, Türkiye’nin son dönemde Sırbistan’ın Sancak bölgesinde Yeni Pazar Başkonsolosluğu açtığını hatırlattı.

Haziran ayında Antalya Zirvesi’nde, Güney Doğu Avrupa İşbirliği Süreci Dönem Başkanlığının devredildiğini anımsatan Çavuşoğlu, “Balkanlar’daki soydaşlarımız göz bebeğimiz. Keza, Batı Trakya Türkleri, Kırım Tatarları, Ahıska Türkleri, Uygur Türkleri, Gagavuz Türkleri, Irak ve Suriye Türkmenleri gibi dünyanın farklı bölgelerindeki soydaşlarımızın yanında durmaya devam ediyoruz.” diye konuştu.

Güney Kafkasya’da değişim ve dönüşüm için bir umut belirdiğini kaydeden Çavuşoğlu, Azerbaycan’ın, işgal altındaki topraklarını geri almasıyla kalıcı barış için tarihi fırsat elde edildiğini söyledi.

Çavuşoğlu, “Ermenistan’la ilişkilerimizde normalleşme sürecine hazır olduğumuzu açıkladık. Ermenistan’ın da bölgesel barış ve refah için bu fırsatı kullanacağını umuyoruz.” diye konuştu.

Türkiye’nin, Avrupa Birliği’yle (AB) ilişkileri geliştirme iradesine işaret eden Çavuşoğlu, “Ancak bunun için AB’nin de ülkemize karşı aynı iradeyi ortaya koyması gerekiyor. Sayın Cumhurbaşkanımız bu hususları geçen hafta sonu Roma’da AB Konseyi Başkanı Charles Michel ve Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen’e de yineledi.” ifadelerini kullandı.

Çavuşoğlu, NATO’nun, kendisini değişen uluslararası güvenlik parametrelerine uyarlama sürecinde olduğunu belirterek, “NATO’nun en büyük ikinci askeri gücü olarak bu sürece katkılarımızı milli çıkarlarımız temelinde sürdürüyoruz.” dedi.

“YAPICI DİYALOĞU SÜRDÜRÜYORUZ”

Türkiye’nin Rusya’yla ilişkilerinin gelişmeye devam ettiğini kaydeden Çavuşoğlu, “Suriye’den Libya’ya ve Karabağ’a kadar birçok alanda iletişim halindeyiz. Görüş ayrılıklarımız var ancak karşılıklı hassasiyetleri gözeterek yapıcı diyaloğu sürdürüyoruz. Ukrayna konusu bunlardan biri. Kırım’ın yasa dışı ilhakını tanımadık, tanımayacağız. Kırım Tatarı soydaşlarımızın güvenlik ve refahı için çabalarımızı sürdüreceğiz.” değerlendirmesini yaptı.

Çavuşoğlu, Orta Asya’daki ülkelerle yüksek düzeyli stratejik iş birliği ve istişare mekanizmalarının canlandırıldığını, bu yıl Semerkant’ta başkonsolosluk açıldığını anımsattı.

Ahmet Yesevi’nin memleketi Türkistan’da inşa edilen havaalanına, Türk Hava Yolları (THY) seferlerinin başladığına işaret eden Çavuşoğlu, “Türk Konseyi’nin profilini yükseltiyor, uluslararası teşkilat statüsü kazandırıyoruz. Eylül sonunda İstanbul’da, Afganistan’ı da ele aldığımız Dışişleri Bakanları Toplantısı’na ev sahipliği yaptık.” ifadelerini kullandı.

Çavuşoğlu, 12 Kasım’da İstanbul’da yapılacak zirvede dönem başkanlığının devralınacağını vurguladı.

“UYGUR TÜRKLERİNİN TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİ KORUNMALI”

Çin’le ilişkilerin karşılıklı saygı ve çıkarlar temelinde yürütüldüğünü kaydeden Çavuşoğlu, “Bunu yaparken Uygur Türkü soydaşlarımızın Çin’in eşit vatandaşları olarak temel hak ve özgürlüklerinin korunması gerektiğini hem ikili düzeyde hem uluslararası platformlarda vurgulamayı sürdürüyoruz. Son olarak, BM’de bir bildiriyle 42 ülkeyle birlikte Çin’i Uygur Türklerinin haklarına saygılı olmaya çağırdık.” ifadelerini kullandı.

Diğer Asya ülkeleriyle ilişkilerin de “Yeniden Asya” açılımı çerçevesinde ivme kazandığına dikkati çeken Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

“Güneydoğu Asya Uluslar Birliği (ASEAN) ülkeleriyle ekonomi ve savunma sanayii alanında ilişkilerimiz güçleniyor. Endonezya ile bu yıl çok sayıda temasımız oldu. En son cumhurbaşkanlarımız Roma’da bir araya geldiler. Japonya ve Güney Kore’yle ticaretimizi dengeli hale getirip, savunma sanayi ile teknoloji alanlarında iş birliğimizi geliştirmek için çalışıyoruz. Geçen ayki Seul ziyaretimde, ilişkilerimizi derinleştirmek amacıyla önemli kararlar aldık.”

AFRİKA BİRLİĞİ İLE ÜÇÜNCÜ ZİRVE 17-18 ARALIK’TA

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Türkiye’nin Afrika’da önemi artan bir ülke olduğunu, birçok üçüncü ülkenin Afrika konusunda Türkiye’yle istişare edip ortaklık yapmak istediğini anlattı.

Afrika’da büyükelçilik sayısının artırma çalışmalarının sürdüğünü belirten Çavuşoğlu, Togo, Liberya ve Gine Bissau’da büyükelçilik açılacağını kaydetti.

Çavuşoğlu, Afrika Birliği ile üçüncü zirvenin 17-18 Aralık’ta İstanbul’da yapılacağını hatırlattı.

Türkiye’nin uluslararası örgütlerdeki yükselen profili ve artan etkisiyle küresel ağırlığının pekiştiğini dile getiren Çavuşoğlu, “Sayın Cumhurbaşkanımızın ‘Dünya 5’ten büyüktür’ ifadesi etrafında, etkin çok taraflılığı savunuyoruz. Bu bakımdan Yeni Türkevi’nin açılışı ses getiren, sembolik önemi de bulunan bir etkinlik oldu. Eylüldeki açılışı Sayın Cumhurbaşkanı’mızın teşrifleriyle yaptık. BM Genel Sekreteri ve çok sayıda lider ve dışişleri bakanı da bu açılışa katıldı.” dedi.

Çavuşoğlu, BM’nin etkin çok taraflılığın merkezi olması, daha adil ve kapsayıcı bir yapıya kavuşması çağrısının, her düzeyde dile getirildiğini de belirterek, “Değerli büyüğüm Büyükelçi Volkan Bozkır, BM Genel Kurul Başkanlığı görevini başarıyla tamamladı. Bu göreve seçilmesi ve performansı BM’deki etkin rolümüzün bir göstergesi oldu. Keza, UNESCO Genel Konferans Başkanlığını da bir başka Büyükelçimiz Altay Cengizer başarıyla yürüttü.” ifadelerini kullandı.

“HADSİZ ÇIKIŞLARA MÜSAMAHA GÖSTERMEYECEĞİMİZİ HERKES GÖRDÜ”

Çavuşoğlu, Türkiye’de devam eden bir yargı süreciyle ilgili olarak geçen ay 10 büyükelçinin ortak açıklamasının, toplumun her kesiminde haklı bir hassasiyet yarattığını belirterek, bu hadsiz girişime hemen tepki gösterdiklerini anımsattı. Büyükelçilerin, bakanlığa çağırılarak, Bakan Yardımcısı tarafından sert şekilde uyarıldığını kaydeden Çavuşoğlu, ” Sayın Cumhurbaşkanı’mızın kararlı duruşu sayesinde, büyükelçiler yanlışlarını düzeltmek için bir açıklama yaptılar. Bu tür hadsiz çıkışlara müsamaha göstermeyeceğimizi bir kez daha herkes gördü.” dedi.

Terörle mücadelenin küresel bir tehdit olduğunu ve uluslararası iş birliği gerektirdiğini her vesileyle gündeme getirdiğini söyleyen Çavuşoğlu, “PKK ve YPG’nin aynı terör örgütü olduğu gerçeğini anlatmaya devam ediyoruz. FETÖ’yle mücadelemiz aynı kararlılıkla devam ediyor. DEAŞ’la göğüs göğüse çarpışan tek NATO ülkesi olarak bu terör örgütüyle mücadelemizi de taviz vermeden sürdürüyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

 “DAHA FAZLA SORUMLULUK ÜSTLENEMEYECEĞİMİZİ VURGULUYORUZ”

Türkiye’nin, dünyada en fazla sığınmacıya ev sahipliği yapan ülke olarak, tüm uluslararası platformlarda öncü rol oynadığının altını çizen Çavuşoğlu, “Bu konuda daha fazla sorumluluk üstlenemeyeceğimizi vurguluyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı’mız, G20 bünyesinde bir ‘göç çalışma grubu’ kurulmasını önerdi. Böylece adil paylaşıma yönelik somut sonuçlar alabilmeyi hedefliyoruz.” diye konuştu.

Suriyelilerin gönüllü geri dönüşleri konusunda, 4 komşu ülkeyle birlikte başlatılması kararlaştırılan girişimin, Lübnan’daki hükümetin geç kurulması nedeniyle ertelendiğini anımsatan Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

“Bu projeyi hayata geçireceğiz. Her halükarda, Suriyelilerin gönüllü geri dönüşleri meselesini uluslararası kamuoyunun gündemine sokmayı başardık. G20 Zirvesi marjında Sayın Cumhurbaşkanı’mız, muhataplarıyla görüşmede bu konuyu da gündeme getirdi. En son, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiseri Filippo Grandi de bu amaçla ülkemize geldi.”

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİYLE MÜCADELE

Türkiye’nin, iklim değişikliği konusunda Paris Anlaşması’nı onaylayarak tarihi bir adım attığını belirten Çavuşoğlu, “İklim değişikliğiyle mücadele konusunda atacağımız adımların mali olarak desteklenmesi için BM öncülüğünde bir grup ülke ve kuruluşla anlaşma imzaladık. Bu anlaşmayı uzun süredir müzakere ediyorduk.” bilgisini paylaştı.

Türkiye’nin, Avrupa Yeşil Mutabakatı’na uyum konusunda da gerekli adımları attığını vurgulayan Çavuşoğlu, “Bu yaz yaşanan felaketler hepimizi etkiledi. Bakanlığımızda kurduğumuz Destek ve Koordinasyon Merkezi’miz harekete geçti. 13 ülkeden destek sağladık.” ifadelerini kullandı.

Çavuşoğlu, kendisinin parlamenter diplomasiye önem verdiğini belirterek, parlamenter diplomasinin dış politikada kendilerine nasıl alan açtığını her vesileyle gördüğünü söyledi.

Dış politika konularına milli ve siyaset üstü bir bakış açısıyla yaklaştıklarını kaydeden Çavuşoğlu, kritik konularda muhalefeti bilgilendirmeye devam ettiklerini dile getirdi.

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI VE İLGİLİ KURUMLARININ 2022 BÜTÇESİ

Çavuşoğlu, Bakanlığın harcamalarının denetimi konusunda Sayıştay Başkanlığıyla yakın iş birliği içinde olduklarını belirterek, “2020 yılı harcamalarımıza dair eylülde bakanlığıma iletilen denetim raporundaki bulguları birimlerimiz dikkatle inceliyor ve gerekli düzenlemeleri yapıyoruz. Burada, Sayıştay ve Hazinenin görüş ayrılıklarını da söylemek isterim. Daha sonra sorulursa, bu konuda detaylı bilgi vermek isterim. Ama biz bakanlığımızla ilgili düzeltmeleri arkadaşlarımızla birlikte takip ediyoruz ve bu tespitlerden faydalanıyoruz.” dedi.

Bakan Çavuşoğlu, 2021 yılında Dışişleri Bakanlığına 5,7 milyar lira ödenek tahsis edildiğini, yıl içerisindeki toplam ödeneğin 6,4 milyar liraya ulaştığını ve 2020 yılı kesin hesabına göre yıl sonu harcamanın 5,2 milyar lira olarak gerçekleştiğini bildirdi.

Dışişleri Bakanlığına 2022 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 7 milyar 487 milyon lira ödenek tahsis edilmesinin öngörüldüğünü söyleyen Çavuşoğlu, Bakanlık bütçesinin yaklaşık yüzde 57’sinin yurt dışı teşkilatının harcamaları için kullanıldığını, yüzde 34’ünün katkı payı ödemeleri ve yurt dışındaki öğretmen, okutman ve din görevlileri maaşları için harcandığını kaydetti.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu