Alithia, Türkiye’nin MEB’de “arka kapıdan söz sahibi mi olduğunu” sorguluyor
Alithia gazetesi, Rum yönetiminin tek yanlı ilan ettiği Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) içerisindeki, Mısır’ın Zohr yatağına bitişik- 10 ve 5 numaralı parsellerde, Quatar Petroleum -ExxonMobil konsorsiyumu çerçevesinde ruhsat sahibi olan Katar’ın Türkiye’ye bölgede “arka kapıdan söz hakkı” sağlayıp sağlamadığını sorguluyor.
“Türkiye Kıbrıs MEB’inde Arka Kapıdan Söz Sahibi mi Oldu?” başlıklı manşet haberinde Quatar Energy’nin (Quatar Petroleum adıyla) ExxonMobil ile konsorsiyumu aracılığıyla sözde Rum MEB’ine girmesinin Türkiye’ye, Doğu Akdeniz’deki talepleri hilafına, Rum yönetimini tanıdığına dair “güçlü cevap” olarak nitelendirildiğini hatırlatan gazete, 21 Aralık’ta başlayan 10’uncu parseldeki teyit sondajının halen kesintisiz devam ettiğine dikkat çekti.
Gazete, yabancı gözlemcilerin, Katar hükümetinin Quatar Energy’nin ExxonMobil ile iş birliğini, 5’inci parsele genişletmesi konusunu, parselin üçte biri kıta sahanlığında bulunan Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile 6 Aralık 2021’de görüştüğüne inandığına işaret etti.
Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yaptığı Türkiye’nin ABD’den ve Katar’dan, 5’inci parselin Türkiye’ye ait parçasına girilmeyeceğine dair güvence aldığı açıklamasının on gündür yalanlanmadığına da vurgu yapıldı.
Haberde Orta Doğu Enstitüsü araştırmacılarından Mohamed Saied’in, Katar devletine ait Quatar Petroleum’un ExxonMobil ile kurduğu konsorsiyumun 5’inci parselin ruhsatını alması vesilesiyle ünlü internet haber sitesi Al Monitor’de yayımlanan, Katar’ın Doğu Akdeniz’deki varlığını güçlendirmesi konulu “Katar’ın Doğu Akdeniz’deki varlığı Mısır’ın ve Türkiye’nin Çıkarına” başlıklı makalesinin, Katar’ın gerçek niyetleriyle ilgili ciddi soru işaretleri yarattığı öne sürüldü.
İlgili makalede uzmanların, Katar’ın bölgedeki varlığını artırmasının, Mısır ile geniş ölçekli siyasi iş birliğinin başlangıç noktası olabileceği, bunun da Katar’ın, Türkiye ile Mısır arasındaki yakınlaşmayı ileri götürmede arabulucu rolü oynamasını kolaylaştırabileceğine dair görüşlerine yer verildi.
Mevlüt Çavuşoğlu’nun, ABD’nin ve Katar’ın, 5’inci parselin Türkiye kıta sahanlığı içerisinde olan bölümüne girmeyeceklerine dair söz verdikleri açıklamasına dikkat çeken gazete, özetle şunları ekledi:
“İki ülkenin gerçekten de Türkiye’ye böyle bir söz verip vermediğini bilmiyoruz. Ancak 5’inci parselin, Türkiye’nin kendi kıta sahanlığına girdiğini iddia ettiği bölümünün parselin üçte biri kadar olduğunu biliyoruz. Türk liderliği Kıbrıs’ı haritadan çıkartarak Mısır ile arasındaki MEB’i ayıran ve 10’uncu parselin tamamı ile 5’inci parselin yüzde 65’inin Mısır’a kaldığı bir hat çekti. Dolayısıyla ABD ve Katar şirketlerinin 10’uncu parselde ve 5’inci parselin yüzde 65’inde faaliyet gösterip, Türkiye’nin hak iddia ettiği bölgeye girmemesi muhtemeldir.
Eğer Türkiye’ye böyle bir söz verdilerse bu, ortaklarımız ABD ve Katar şirketlerinin meydan okuyan ve hiç de dostane olmayan tavrı demek olur. Sadece Kıbrıs Cumhuriyetine karşı yükümlülüklerine uygun olmayacağı için değil. Özellikle Türkiye’ye, Kıbrıs’ı Doğu Akdeniz deniz haritasından silme hakkı tanıyacakları için.
Dolayısıyla mesele, Kıbrıs MEB’inin küçük bir parçasında faaliyet gösterip göstermeyecekleri değildir. Mesele, Türkiye’nin iptal ettiği Kıbrıs MEB’inin bütününü tanıyıp tanımayacaklarıdır. Özellikle de ruhsat verilen şirketlerin, özellikle de Quatar Energy’nin Kıbrıs parsellerinde keşfedilecek doğal gazın geliştirilmesi ve yönetilmesinde ilk söz sahibi olacağı biliniyorken… Türkiye’nin müttefiki Katar aracılığıyla Kıbrıs MEB’inde söz sahibi oldu mu olmadı mı sorusu, aksi ispat edilene kadar havada kalacak.”