NATO’dan kıyıdaş 6 ülkeye Türkiye çağrısı

Karadeniz'deki 'serseri mayın' tehlikesini değerlendiren Güvenlik ve Terör Uzmanı Emekli İstihbarat Albay Coşkun Başbuğ, 'Bu olaydan sonra aldığım bilgi, NATO tarafından bazı talepler geldiği yönünde. 'Karadeniz büyük bir alan, bu mayınları tek başına Türkiye'nin temizlemesi zor. Ortak çalışma yürütülmeli (kıyıdaş 6 ülke)' şeklinde' ifadesini kullandı.

Karadeniz’deki ‘serseri mayın’ tehlikesini değerlendiren Güvenlik ve Terör Uzmanı Emekli İstihbarat Albay Coşkun Başbuğ, ‘Bu olaydan sonra aldığım bilgi, NATO tarafından bazı talepler geldiği yönünde. ‘Karadeniz büyük bir alan, bu mayınları tek başına Türkiye’nin temizlemesi zor. Ortak çalışma yürütülmeli (kıyıdaş 6 ülke)’ şeklinde’ ifadesini kullandı.

Güvenlik ve Terör Uzmanı Emekli İstihbarat Albay Coşkun Başbuğ, son günlerde İstanbul Boğazı ve İğneada açıklarında tespit edilen mayınlara ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtladı.

Soçi Liman Müdürlüğünün, “Ukrayna’nın denize tuzaklamış olduğu 420 mayının zincirlerinin koptuğu ve Karadeniz’e dağıldığı” şeklinde bir bilgi paylaştığını belirten Coşkun, bunun ardından ilk mayının 26 Mart’ta, ikincisinin de dün bulunduğunu anımsattı.

Başbuğ, 420 mayının çok ciddi bir rakam olduğunu, şu ana kadar da sadece ikisine erişildiğini dile getirerek, “Yani geride her türlü faciaya sebep olabilecek 418 serseri mayın Karadeniz’de başıboş dolaşıyor.” dedi.

İlk mayının tespitinin ardından Türkiye’nin doğru ve ani bir refleksle gerekli tedbirleri aldığını belirten Başbuğ, “418 mayın hala büyük bir tehdit. Deniz üstünde yüzen her türlü araç, özel yattan tutun balıkçı teknelerine, ticari veya askeri gemilere kadar hepsi için ciddi bir tehdit var. Mayına çarpan araçta patlamanın gerçekleştiği noktaya göre hasar oluşacaktır. Büyük bir tehdit ama engellenemeyecek bir tehdit de değil.” diye konuştu.

“SENARYOLAR ‘KARADENİZ’E DIŞARDAN MÜDAHALE VE KİRLİ OYUN’ İHTİMALİNİ AKLA GETİRİYOR”

Coşkun Başbuğ, 420 mayının zincirlerinin koparıldığı iddiasına ilişkin cevaplanması gereken sorular olduğuna işaret ederek, şöyle devam etti:

“Rusya, Ukrayna savaşıyla ilgili Odessa Körfezi’nden çıkarma harekatı planlıyor. Bu çıkarma harekatına yönelik de birtakım denizden abluka uyguluyor. 15’e yakın geminin oraya geldiği söyleniyor. Bu gemiler çıkarma harekatı için kullanılacak ve fırkateynlerle de kıyı topçu atışına tabi tutulacak. Ukrayna da bu gelen gemileri durdurmak adına karada, sahil plaj bölgesinde mayınlama yaptı, kara mayınları döşedi. Denize de çıkarma harekatını durdurmak için deniz mayınları döşendi. Rusya’nın iddiası ne? 420 mayın, zincirleri koparak dağıldı. Peki bu 420 mayın bölgede bulunan Rus donanmasıyla hiç temas etmedi mi veya bu 420’si de elini kolunu sallayarak gemilerin arasından geçti, direkt Boğaz’a mı geldi? Bir kere bu mayınların hepsinin zincirlerinden kopma ihtimali çok düşük. Kopan mayınlar nasıl oluyor da 15’e yakın Rus gemisine değmeden direkt soluğu Boğazlar’da alıyor.”

Boğazlar ile mayınların bulunduğu Odessa bölgesi arasında 700 kilometre olduğunu belirten Başbuğ, 7 günde mayınların nasıl geldiğinin sorulması gerektiğini, normal tekneyle bile günde 100 kilometre yol alınamayacağını söyledi.

Mayınların sürüklenme süratinin hesap edilerek nereden geldiğinin mesafe olarak tespit edilmesi gerektiğini dile getiren Başbuğ, şu değerlendirmede bulundu:

“Bu olaydan sonra aldığım bilgi, NATO tarafından bazı talepler geldiği yönünde. ‘Karadeniz büyük bir alan, bu mayınları tek başına Türkiye’nin temizlemesi zor. Ortak çalışma yürütülmeli.’ şeklinde. Biz Montrö’yü esas tutuyoruz, bu konuda çok sert, haklı ve katı tutumumuz var. Bunu delmek için bir basamak olmuş olabilir mi, bunu değerlendirmek lazım. İkinci husus, Rusya’ya ticaret konusunda ambargo. İthalat-ihracatın büyük kesimini denizden yapan Rusya, bu ambargo kapsamında cendere altına alınmak istenmiş olabilir. Burada büyük yük gemilerinin hububat ürünleri taşıdığını unutmayalım. Rusya, dünyadaki ihracatın Ukrayna’yla birlikte üçte birini karşılıyor. Rusya ablukaya alınırsa bu gelirden de olacak. Bunu önlemenin de yolu Karadeniz’i güvensiz bir denize dönüştürmek. Bütün bu senaryoları üst üste koyduğumuzda ‘Dışarıdan bir müdahale var mı veya burada kirli bir oyun dönüyor mu?’ sorusu akıllara geliyor.

“RUSYA VE UKRAYNA DAHİL KARADENİZ’E KIYIDAŞ 6 DEVLETİN SORUNU”

Emekli İstihbarat Albay Başbuğ, Rusya’nın mayınların zincirleri kopararak dağıldığı iddialarını üzerine Ukrayna’dan bir açıklama gelmediğine işaret ederek, “Karadeniz’de 6 kıyıdaş devlet var. Bu Rusya ve Ukrayna dahil her devletin sorunu. Yapmamız gereken bu iddianın kaynağını araştırmak. Doğruysa kıyıdaş bütün devletleri sürece dahil ederek ortak çalışma yürütmek ve faturayı ilgili devlet kimse ona ödetmektir. Çünkü bu yürütülen mücadele, tek başına üstümüze kaldığı takdirde ciddi bir maliyet ve emek isteyecek. ‘Nasılsa akıntı oraya götürüyor, otursun Türkiye uğraşsın.’ mantığı haksızlık. Bunu tersine döndürmek için uluslararası diplomatik ilişkileri başlatmamız şart.” ifadelerini kullandı.

MAYINLA KARŞILAŞILDIĞINDA ALINMASI GEREKEN TEDBİRLER

Olası bir mayınla karşılaşılması durumunda alınması gereken tedbirlere değinen Başbuğ, şu önerilerde bulundu:

“Vatandaş, denizci, balıkçı, hatta bir asker, bu mayını gördüğü an ilk yapması gereken, acilen ilgili makamlara haber vermek ve o mayına uzman bir kadronun müdahale etmesini sağlamak. Çünkü mayınların tuzaklanması, temizlenmesi, herhangi bir patlamamış mühimmatın etkisiz hale getirilmesi tamamen uzmanlık isteyen bir alan. Silahlı kuvvetlerde deniz, hava, kara, bu iş için yetiştirilmiş özel personel var. Dolayısıyla konunun uzmanı olmayanların ilk yapılması gereken, askeri makamlara özellikle Sahil Güvenliğe haber vermek.”

ODESSA LİMANI’NDA MAHSUR KALAN TÜRK TİCARET GEMİLERİ

Türkiye’nin Odessa Limanı’nda mahsur kalan 20’den fazla ticari gemisi olduğunu aktaran Başbuğ, Ukrayna resmi işlemleri yapmadığı için bu gemilerin limanı terk edemediğini savundu.

Rusya’nın bu konuda Ukrayna’ya, Odessa ve Azak Denizi’ndeki ticari gemilerin geçmesi için güvenlik koridoru oluşturma teklifinde bulunduğunu dile getiren Başbuğ, Ukrayna’nın buna cevap dahi vermediğini söyledi.

Başbuğ, “Bunun arka planında ‘Bu gemileri canlı kalkan yapmak mı, Karadeniz’i ticari anlamda kilitlemek mi var?’ bunlar da tartışılmalı.” dedi.

“POLİTİK OLARAK ÇOK DİLLENDİRMENİN, ANALİZLER YAPMANIN GEREĞİ YOK”

Türk donanmasında mayın tarama gemisi komutanı olarak görev yapan emekli Albay Alp Kırıkkanat, harekat öncesinde mayınlara periyodik bakımların uygulanması gerektiğini söyledi.

Aceleyle kontrolsüz atılan mayınlarda kopmaların yaşanabileceğini aktaran Kırıkkanat, “Donanım hatası ne demek? Mayının telle veya telin ağırlıkla olan kilit irtibatının gevşek olması ya da kullanım ömrünü doldurmuş eski ve bakımsız tel, kilit gibi malzemelerin kullanılması olabilir.” dedi.

Mayınların Türkiye açısından oluşturabileceği tehlikelere değinen Kırıkkanat, “Türkiye açısından Karadeniz’deki deniz ticaret trafiğinin aksamasına sebebiyet verebilecek ölçüde risk yaratabilir. Herhangi bir gemiye zarar verdiği takdirde bunun birçok alanda psikolojik etkisi de olur.” diye konuştu.

Politik ve askeri risk açısından şu an öngörülerde bulunmak için erken olduğunu belirten Kırıkkanat, şöyle konuştu:

“Bölge için farklı çıkarsamalar yapmak isteyenler olabilir. Denizdeki unsurlarımız olayı kontrol altında tutuyorlar. Henüz daha iki mayınla karşılaştık. Sonrasına da bakmak ve tespit yoğunluğunun nerelerde olduğunu görmek gerekir. Deniz Kuvvetlerimiz mayın harbi konusunda oldukça tecrübeli. Şu ana kadar, şükredelim ki kimsenin burnu kanamadı, herhangi bir geminin altında patlamadı. Olmaması için de mücadele veriliyor.”

Bundan sonra askeri ve sivil anlamda yapılabileceklere değinen Kırıkkanat, şunları söyledi:

“Gelen mayınların daha çok nerelerde yoğunlaştığına bakılacaktır. Sahillerde mayın gözetleme istasyonları tesis edilebilir. Bunlara ilaveten örneğin yüzen manialar düşünülebilir. Ayrıca havadan ve denizden sürekli gözlem yapılacaktır. En büyük tehlike bana göre gece. Ay ışığı bile olsa, yüzen mayın zarfını görme ihtimali çok düşük. Radarla kontrol edilemez mi? Bir radara dikkat açısından 15 dakika bakabilirsiniz. Ancak yine de çok yoğun radar ve gözcü görevleri ihdas etmek gerekiyor. Deniz Kuvvetleri Komutanlığımızın mayın avlama gemileri var. Avlama gemileri suyun altında tehdit teşkil edebilecek cisimleri tespit ve teşhis etmek, bunlar mayın ise etkisiz hale getirmekle teçhiz edilmiş ve görevlendirilmiş gemilerdir. Su üzerinde sürüklenen ve serseri mayın haline gelen demirli mayınlara karşı da bu gemilerimizde mayın harbi dalgıçlarımız mevcut.”

Kırıkkanat, 420 mayının sürüklendiği yönündeki iddiaları, “Bu 420 rakamı nereden geldi? Bunu nasıl anlayacağız? Bu kapsamda manipülasyonlara da dikkat etmemiz gerekiyor. Gelen iki mayın mutlaka tetkik edilmiştir. Buna yönelik tedbirler alınacaktır. Şimdilik olay kontrol altında gözüküyor. Tehdidin büyüklüğüne göre kademeli olarak alınması beklenen tedbirlerin boyutlarını, mayınların adedi, cinsi, özellikleri, görülme sıklığı, akıntı yönü gibi veriler tayin edebilir.” ifadelerini kullandı.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu