Bakan Varank, ‘Türkiye’nin Ay misyonu’nda görev alan Delta V’nin tesislerini ziyaret etti
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Varank, Cumhuriyet'in 100'üncü kuruluş yıl dönümünde Ay'a gönderilmesi hedeflenen insansız aracın milli ve özgün hibrit motorlu roketinin geliştirildiği Delta V Uzay Teknolojileri AŞ tesislerinde incelemelerde bulundu.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Milli Uzay Programı çalışmaları kapsamında milli ve özgün hibrit roket motorları üreten Delta V Uzay Teknolojileri AŞ’nin İstanbul’daki tesislerini ziyaretinde bir toplantı gerçekleştirdi. Toplantıya, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye Uzay Ajansı Başkanı Serdar Hüseyin Yıldırım, TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsü (UZAY) Müdürü Mesut Gökten ve Delta V Uzay Teknolojileri Genel Müdürü Arif Karabeyoğlu katıldı.
Toplantıda, Delta V‘nin yürüttüğü faaliyetler hakkında Bakan Varank’a bilgi verilirken, 2023 yılında Ay’a “sert iniş” yapması planlanan insansız uzay aracının mevcut kavramsal tasarımına ilişkin teknik özellikleri ele alındı.
Toplantı sonrasında Delta V’nin Pendik tesisinde incelemelerde bulunan Varank’a, toplantı katılımcılarının yanı sıra BAYKAR Teknik Müdürü Selçuk Bayraktar ile Pendik Belediye Başkanı Ahmet Cin de eşlik etti.
“Türkiye’yi uzay ligine taşıyacağız”
Varank, incelemelerinin ardından yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 9 Şubat’ta Türkiye ve dünyaya Milli Uzay Programı’nı ilan ettiğini anımsattı.
Milli Uzay Programı ile Türkiye’yi uzay ligine taşımayı ve gelişen uzay ekonomisinden alınan payı artırmayı hedeflediklerini belirten Varank, “Türkiye bir uzay ülkesi, ülkemizde uzay alanında gelişmiş çok önemli kabiliyetler var. Biz de Türkiye Uzay Ajansının hazırladığı Milli Uzay Programı ile bu kabiliyetleri bir araya getirerek tam bir koordinasyon içinde önemli hedefler belirledik.” dedi.
Varank, bu hedeflerin başında Ay misyonunun geldiğine işaret ederek, şöyle konuştu:
“Ay misyonunda 2023 ve 2028 yıllarında iki aşamalı bir hedefimiz var. 2023’te ilk kez kendi milli ve özgün teknolojilerimizi kullanarak Ay ile teması gerçekleştirmek istiyoruz. Misyonumuzun ilk ayağında Ay’a bir sert iniş gerçekleştireceğiz. Burada öncelikle Dünya yörüngesine çıkaracak ilk fırlatmayı uluslararası iş birlikleriyle yapacağız ama Dünya yörüngesinde kendi milli ve özgün roketimizi ateşleyerek uzay aracımızı Ay ile buluşturacağız.”
Ay misyonunun en önemli ayaklarından biri olan milli ve özgün hibrit motor teknolojisini Delta V’nin geliştirdiğini belirten Varank, firmanın 2016’da kurulduğunu ve 2017’den beri uzaya erişimle ilgili çalışmalarını sürdürdüğünü anlattı.
Varank, bu yaz firmanın uzay sınırını aşacak roketini ateşleyeceğini ifade ederek, şu değerlendirmede bulundu:
“Biz burada Delta V’den özellikle Ay misyonunda uzayda kendi ateşlememizi yapacak motorları geliştirmelerini bekliyoruz. Bu manada da TÜBİTAK UZAY ve Delta V’yi bir araya getirdik. Zaten birkaç aydır çalışmalarına başlamışlardı. Bu tesislerde şirketimizin kabiliyetlerini dinledik. Ay misyonuyla ilgili kritik bir toplantı gerçekleştirdik. Bütün taraflarla beraber adeta bir ön tasarım toplantısı yaptık ve Delta V’nin özellikle dünyada yeni gelişen hibrit roket teknolojilerinde nerede bulunduğunu, önümüzdeki dönem planlamalarını kendilerinden dinledik. İnşallah Milli Uzay Programı’mızın en önemli misyonu olan Ay misyonunun da ilk aşamasını 2023’te başarıyla tamamlayarak Ay ile ilk teması kendi milli ve özgün roketimizi ateşleyerek, kendi milli ve özgün uzay aracımızla başarmak istiyoruz ve ay yıldızlı al bayrağımızı inşallah Ay’a göndermeyi düşünüyoruz.”
“Devletin işleyişinden bihaberler”
Milli Uzay Programı’nın ilan edilmesinin ardından Türkiye Uzay Ajansının (TUA) bütçesine ilişkin eleştiriler yapıldığını anımsatan Varank, “Bu eleştirileri yapanlar hem devletin işleyişinden hem de bu projeler nasıl yapılıyor, bundan bihaberler.” ifadelerini kullandı.
Varank, TUA’nın bütçesinin kendi teşkilat yapısı ve operasyonel ihtiyaçlarıyla ilgili olduğuna işaret ederek, “Bunun yanında başka kaynaklardan da halihazırda özellikle Ar-Ge anlamında bir bütçe diğer kurumlardan aktarılıyor. Bunun yanında bu projeyi gerçekleştirecek firmalarımızın yani Delta V’nin ya da TÜBİTAK UZAY’ın zaten kendi projeleri, yetişmiş insan kaynağı var.” dedi.
Ay misyonuyla ilgili projenin de bütçesini oluşturacaklarını ve firmalara kullandıracaklarını vurgulayan Varank, şöyle devam etti:
“TUA’nın başka bütçe kaynakları da bulunuyor. Şu anda İMECE uydusunun üretimini TÜBİTAK UZAY yapıyor, 70 milyon doların üstünde bir proje. Bunun yanında Türksat 6A haberleşme uydusu projesini yine TÜBİTAK UZAY yürütüyor, 200 milyon doların üzerinde bir bütçesi var. Dolayısıyla bizim burada bir bütçe sıkıntımız yok. Bir proje bütçesiyle, bir Ar-Ge bütçesiyle kurumun kendi günlük ihtiyaçlarıyla ilgili bütçesini karıştırmamak lazım.”
Ay misyonunun iki ana hedefi var
Öte yandan, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanan Milli Uzay Programı’nda Ay misyonu, iki ana hedeften oluşuyor. Misyonun ilk hedefi, insansız bir roketin 2023’te yakın Dünya yörüngesinden Ay’a ulaşarak sert iniş gerçekleştirmesi. Bu görev için milli imkanlarla tasarlanan uzay aracında, milli ve özgün hibrit roket motoru kullanılacak. Uzay aracının Dünya’dan, yakın Dünya yörüngesine fırlatılması, uluslararası iş birliğiyle sağlanacak. Ay misyonun ikinci hedefini de 2028’de yine bir insansız araçla Ay’a yumuşak iniş yapılması oluşturuyor.
Roket motorları ise yakıt ve oksitleyicinin depolanma şekline göre 3 gruba ayrılıyor. Oksitleyici ve yakıtın katı şekilde depolandığı sistemler katı yakıtlı roket motorları, sıvı şekilde depolandığı sistemler de sıvı yakıtlı roket motorları olarak adlandırılıyor.
Hibrit roket motorlarında ise oksitleyici ve yakıt, farklı fiziksel fazlarda depolanarak hibrit bir sistem elde ediliyor.
Hibrit roket motoru maliyet avantajı sağlıyor
Delta V Uzay Teknolojileri AŞ tarafından geliştirilen yeni nesil hibrit roket motorlarında, katı yakıt ve sıvı oksitleyici kullanılarak yeni nesil uzay sistemlerinin ihtiyaçlarına cevap verebilecek özgün roket motorları geliştiriliyor.
Hibrit roket motorları, hızla ticarileşen ve maliyetlerin önemli etken haline geldiği uzay sektöründe diğer roket motorlarına kıyasla 10’da 1’e kadar maliyet avantajı sağlıyor. Dünyada pek çok gelişmiş ülke hibrit roket motorları ile yeni nesil sistemler geliştirerek bu alanda öne geçmeyi amaçlıyor.