Erdoğan: Çok açık söylüyorum, bu emekli amirallerin merkezinde CHP’nin kendisi vardır
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 104 emekli amiralin Montrö Boğazlar Sözleşmesi'yle ilgili yayınladığı bildiriyi ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bu konudaki açıklamalarını eleştirdi. Erdoğan, "Çok açık, net söylüyorum. Bu emekli amirallerin merkezinde CHP'nin kendisi vardır" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti’nin Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki (TBMM) grup toplantısında açıklamalarda bulunuyor. Sözlerinin başında yeni anayasaya ilişkin hazırlık sürecinde Meclis’e ve AK Parti grubuna önemli görevler düşeceğini söyleyen Erdoğan, “Geçtiğimiz 19 yıldaki eserlerimizi ve hizmetlerimizi yeni dönemin başlangıcı olarak görüyoruz” dedi.
Erdoğan, 104 emekli amiralin Montrö Boğazlar Sözleşmesi’yle ilgili bildirisini ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu konudaki açıklamalarına da tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu’nun “Ya dünyanın neresinde emekli amiraller darbe yapmış” şeklindeki ifadesine atıfta bulunan Erdoğan, “Bunlar darbecinin emeklisi, muvazzafı olmayacağını bilmeyecek kadar cahil. Bizi herkesi terörist, herkesi darbeci ilan etmekle suçluyor. Tabii kendileri teröristlerle ilişki içinde olduğu için teröriste terörist dememizden rahatsız oluyorlar” ifadesini kullandı.
Erdoğan, şöyle devam etti:
- “Bir grup emekli askerin aslı astarı olmayan meseleler üzerinden milli iradeyi, ülkenin seçilmiş yönetimini tehdit etmelerini küçümseyen, darbecinin ta kendisidir. Çok açık, net söylüyorum. Bu emekli amirallerin merkezinde CHP’nin kendisi vardır. Bay Kemal, tankların arasından sıvışıp milletin sokakta verdiği mücadeleyi kahve içerek seyretmiş olabilirsin. Ama bundan sonra yemezler. Bundan sonra bu işin hesabını çok ağır vereceksiniz. Zira darbe heveslilerini bu derece hararetli şekilde savunmanıza millet müsaade etmez. Biz ise asla müsaade etmeyiz.”
Erdoğan’ın açıklamalarının devamında öne çıkanlar şöyle:
– Değerli kardeşlerim Kılıçdaroğlu dün hızını alamayıp işi salgınla mücadelede en önemli referans kaynağımız olan, kendi alanlarındaki en yetkin isimlerinden oluşan Bilim Kurulu’na saldırmaya kadar vardırdı işi. Biz salgınla mücadeleyi siyaset üstü, 84 milyonun tamamını ilgilendiren milli bir mesele olarak görüyoruz. Bilim Kurulu üyelerimize bugüne kadar verdiği hizmetler için şahsım, ailem, grubum ve milletim adına teşekkür ediyorum. Bilim Kurulu başta olmak üzere sağlıkta bugüne kadar ölen bu kadar arkadaşlarımız, kardeşlerimiz oldu. Kılıçdaroğlu’nun bir dakikalık şov uğruna bunca emeği silip atmasını, bilimin konuşulması gereken yerde bilimi ayaklar altına almasını milletimizin takdirine bırakıyorum. Sağlık Bakanımıza da bindiriyor. Atılacak tırnağı olsan ne ala, değilsin.
– CHP Genel Başkanı, doğruluğunu yanlışlığını bilmediğimiz örnekler üzerinden bitmiş bir Türkiye fotoğrafı çizmeye çalışıyor. Tenceresini kaynatmakta zorlanan her vatandaşımızın derdine 19 yıldır olduğu gibi yine biz derman olacağız. Bu ülkede iş bulmakta zorluk çektiği için geleceğine tereddütle bakan her gencimizin, her vatandaşımızın derdine 19 yıldır olduğu gibi biz çözüm bulacağız.
– İşin acı tarafı, düşmanın kılıcıyla kendi ülkesine saldıran profile sahip bir ekibin, ülkenin ikinci büyük partisini adeta işgal etmiş olmasıdır. Bunlar Türkiye işgal edilse keyifle kadeh kaldıracak kadar kendi ülkelerinden nefret eder hale gelmiştir. Türkiye iflas etse kalkıp göbek atacak kadar kendi halkından nefret eder hale gelmiştir. Ecevit döneminde o daktilolar neden atıldı acaba? Bunun muhasebesini yap. Sana yakışır.
– Enflasyonu tek haneli rakamlara düşürmekte kararlıyız. Merkezi yönetim bütçe açığını, milli gelire oranını 2020’de salgına rağmen yüzde 3.4’e gerilettik. Bu oran dünya genelinde yüzde 11.8 olarak gerçekleşti. 2002’de faiz ödemelerine ayrılan pay yüzde 43.2’yken, 11.1’e düşürdük. 2002 yılında toplanan her 100 liralık verginin 87 lirası faize giderken, 2020 yılında 16 liraya indi. İnşallah faizleri de tek haneli rakamlara indirerek bunu daha da azaltacağız.
– Ya Kılıçdaroğlu sen ne zaman doğru konuşacaksın ya? Ben tamamiyle Ticaret Bakanlığı’nın resmi rakamları üzerinden konuşuyorum. Esnafımızın derdini dile getirmek başka şey, rakamları eğip bükerek kışkırtıcılık yapmak başka şey. Her iki rakamı birlikte telaffuz etse saygı duyarım. Ama birini söyleyip diğerini gizleyince kendisini provokatör yalancı ilan etmekten başka şansımız kalmıyor.
– Makroekonomik göstergelerde geldiğimiz nokta elbette önemli bir başarıya işaret ediyor, ancak biz bunu yeterli görmüyoruz. Türkiye ekonomisi, taşıdığı potansiyelle daha nice büyük başarı hikayelerine imza atacaktır.
– Bir süre önce açıkladığımız ekonomi reform paketi, makro göstergelerden yapısal politikalara varıncaya kadar bu başarı hikayesini daha yükseğe çıkartacak unsurlar içeriyor. Sanayiciden esnafa, iş adamından işçiye, öğrenciden emekliye kadar her kesime yönelik somut politikalarımızı içeren reform paketlerimizi, açıkladığımız takvime uygun şekilde hayata geçireceğiz.
– Kasım 2002 seçimlerinin ardından ülkenin yönetimini devraldığımızda, milletimize Türkiye’yi eğitim, sağlık, adalet ve güvenlik üzerinde kalkındıracağımızın sözünü vermiştik. Hamdolsun, bu başlıklarla birlikte her alanda ülkemizi muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkartacak icraatlar gerçekleştirdik. Eğitime ayrılan bütçeyi, 20 kattan fazla artırarak, yükseköğrenimle birlikte 212 milyar liraya yükselttik. Okullarımızdaki derslik sayısını 2002 yılından bugüne 343 binden 600 bine çıkardık.
– Yine okullarımızdaki laboratuvar sayısını 22 binden 55 bine; kütüphane sayısını 14 binden 29 bine; dijital kütüphane sayısını 3 binin üzerine; spor salonu sayısını ise 2 bin 791’den 11 bin 749’a ulaştırdık. Son 18 yılda toplam 693 bin öğretmenimizin atamasını gerçekleştirerek, bu alandaki eksikleri önemli ölçüde tamamladık. Eğitimi, bilimsel bir anlayışla 4+4+4 şeklinde kademelere bölerek, zorunlu eğitimi 12 yıla çıkardık. Üniversiteye girişteki okul katkı puanlarını, yıllardır bir istismar aracı olarak kullanılan üniversite harçlarını kaldırdık, üniversiteye girişteki katsayı farklılıklarını giderdik.
– Maarif Vakfımız kanalıyla bugün 43 ülkede 338 okul, 1 üniversite, 1 eğitim merkezi ve 41 yurtla eğitim-öğretim veriyoruz. Hükümete geldiğimizde 76 olan üniversite sayımız bugün 207’ye, akademik personel sayımız 70 binden 178 binin üzerine ve 1,5 milyon olan üniversite öğrencisi sayımız da 8 milyonun üzerine çıktı. Bugün dünyanın birçok farklı ülkesinden 200 bin öğrenci ülkemiz üniversitelerinde öğrenim görüyor.
– Gençlik merkezlerimizin sayısını 9’dan 364’e çıkartarak, ülkemizin her köşesinde bu hizmetin verilebilmesini sağladık. Yükseköğrenim yurt yatak kapasitemizi 182 binden 700 bine ulaştırdık. Kredi veya burs ödemelerinin aylık tutarını, lisans öğrencilerinde 45 liradan 650 liraya, yüksek lisans öğrencilerinde 1.300 liraya, doktora öğrencilerinde 1.950 liraya çıkardık.
– Engelli maaşını Asgari ücreti 2002 yılında 184 liradan aldık, bugün 2825 lira olarak uyguluyoruz. Daha önce 66 liradan başlayan en düşük emekli maaşını 1500 liraya çıkardık.
– Mavi Vatan’ı koruyan denizcilerimizi selamlıyorum. Darbecilerden temizlenen Türk Silahlı Kuvvetlerimizin yanındayız. Tabii bu emekli amiraller falan bu işin dışında. Bu emekli amiraller talimatı kendi başkomutanları Kılıçdaroğlu’ndan alıyor.
– Rabbime, bana böyle bir ordunun ‘başkomutanı’ sıfatını bahşettiği için binlerce kez hamdüsenalar ediyorum.