‘ABD, Montrö uygulanmaya devam ederse Karadeniz’de ciddi bir savaş gemisi varlığı gösteremez’
Rusya ve Ukrayna arasındaki ihtilafının gündemde olduğu dönemde, ABD’nin iki savaş gemisinin gelecek hafta Karadeniz’e çıkacağı açıklandı. Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy de cumartesi günü Türkiye’ye bir ziyaret gerçekleştirecek. Ankara’nın Rusya-Ukrayna ihtilafında nasıl bir tutum alacağı ise merak ediliyor.
Türk Dışişleri kaynakları, ABD’nin 2 savaş gemisini Karadeniz’e göndermek için Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ne uygun olarak Türkiye’ye bildirimde bulunduğunu açıkladı. Kaynaklar tarafından iki geminin ayrı ayrı 14 ve 15 Nisan’da Karadeniz’e çıkıp 4 ve 5 Mayıs’ta dönmelerinin planlandığı da aktarıldı.
CNN’e konuşan ve adının açıklanmasını istemeyen üst düzey bir Pentagon yetkilisi de ABD Donanması’nın Karadeniz’de rutin olarak sürekli faaliyetlerde bulunduğunu fakat bölgeye savaş gemileri göndermenin “Moskova’ya, ABD’nin durumu çok yakından izlediği mesajını vereceğini” dile getirdi.
Tüm bu gelişmelerin yanı sıra Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, Türkiye-Ukrayna Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey (YDSK) dokuzuncu toplantısı vesilesiyle cumartesi günü Türkiye’ye gelecek.
‘ABD ile Rusya arasındaki gerilimin yansıması’
Başkent Üniversitesi’nden Dr. Volkan Özdemir, yaşanan gelişmelerden sonra “Rusya ile Ukrayna arasında son zamanlarda artan gerilimin sıcak bir çatışmaya dönme riskini görüyorum” değerlendirmesinde bulundu. Özdemir, şöyle devam etti:
“Fakat bu sadece Rusya ile Ukrayna arasında değil ABD ile Rusya arasındaki gerilimin bölgedeki bir başka yansımasıdır. ABD’nin temel hedefinin de bu gerilimi arttırarak Almanya, Türkiye gibi NATO üyelerini tekrar yanına çekme stratejisi olduğunu düşünüyorum. Aynı zamanda Kuzey Akım-2 projesini baltalamak için bir fırsat yaratılıyor.”
‘Karadeniz’de 85 yıldır barış rejimi uygulanıyor’
“Türkiye’nin hem Rusya ile hem de Ukrayna ile ciddi bir ticari ve savunma işbirliği var. Şu anda düşman pozisyonda olan iki ülkeyle de konuşabilen bir konumda ve tarafsızlığını koruması gerekiyor” ifadelerini kullanan Özdemir, bu noktada Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin önemine dikkat çekti:
“Türkiye’yi ilgilendiren kısım, Karadeniz’in güvenliği ve barışı. Bu konuda ABD’nin eskiden beri Montrö’yü bir nevi kenara iterek Karadeniz’de daimi varlık göstermek istediğini biliyoruz. Karadeniz’de, ABD’nin ve başka üçüncü ülkelerin daimi varlık göstermesi, bölgedeki gerilimi daha da arttıracaktır. Karadeniz barışını zedeleyecek, Montrö’yü bir şekilde delecektir. Bu nedenle Türkiye açısından olumsuzdur. Türkiye, Montrö’yü katiyen tartışmaya açmamalıdır. Montrö’ye gözü gibi bakmalıdır. Sözleşmeye baktığımızda, Karadeniz’e kıyıdaş olmayan ülkelerin gemilerine süre ve tonaj kısıtlamaları vardır. En fazla 21 gün kalabilir ve 45.000 tonajlık bir sınırlama söz konusu ki bu da zaten pratikte üçüncü ülke gemilerinin Karadeniz’de sürekli varlık gösterememesi anlamını taşımaktadır. Bu sayede de Karadeniz’de 85 yıldır barış rejimi uygulanıyor.”
‘Montrö, Türkiye’nin elini güçlendiriyor’
ABD’nin Karadeniz’e kıyıdaş ülke olmadığı için gemi göndermeden 15 gün önce Türkiye’ye bildirim yapması gerektiğini ifade eden Özdemir, “Montrö bu açıdan Türkiye’nin elinin çok güçlendiren ve büyük güçler arasında kendi çıkarları için oyun sahası tanıyan son derece önemli bir anlaşma. Dolayısıyla ABD, Montrö uygulanmaya devam ederse Karadeniz’de ciddi bir savaş gemisi varlığı gösteremez” değerlendirmesinde bulundu.
‘Türkiye’nin Karadeniz’in güvenlik ve barış rejimini muhafaza etmesi gerekir’
Peki, olası bir savaş durumunda NATO, Ukrayna’yı desteklerse bu ittifak içinde çatlak yaratır mı? Dr. Özdemir’in bu konudaki görüşü şu şekilde:
“Ne Almanya’nın ne de Türkiye’nin NATO müttefikleri olsa da böyle bir savaşta doğrudan Ukrayna’ya destek vermek durumda olduğunu düşünmüyorum. Polonya, Romanya, Yunanistan ve Baltık ülkeleri gibi Ukrayna’yı destekleyen ve ABD’nin tahkimatını arttırdığı ülkeler bunların istisnası olabilir. Çünkü onlar, NATO’nun Rusya’yı çevreleme stratejisinin bir parçası. Ama şunu unutmamak lazım; Ukrayna bir NATO ülkesi değil. ABD ve NATO, Rusya doğrudan karşılaşmaz ancak tarafsız bir sahada dolaylı yoldan karşı karşıya gelebilirler. O yüzden bir çatışma riski var ve burada da kaybedecek olan Türkiye için dost Ukrayna halkı olur. Çünkü Ukrayna her ne kadar dolaylı yardım alsa da Rusya’ya karşı yıpratmanın ötesine gidemeyeceği, bir savaşı kazanamayacağı ortadayken böyle bir çatışmaya adım adım sürüklenmesi son derece üzücü olur. Türkiye’nin de burada tarafsız bir konumla Karadeniz’in güvenlik ve barış rejimini muhafaza etmesi gerekir. Çünkü Karadeniz nihayetinde Karadenizlilerindir.”