Yunanistan, Doğu Akdeniz’de bölge ülkelerinin değil AB’nin menfaatlerini dikkate alıyor
Akdeniz Bölgesel Araştırmalar Enstitüsü Başkanı Behruz Cafer, Libya'nın Yunanistan'ı geri çevirerek Türkiye ile deniz sınırı anlaşması yapmasının haklı gerekçeleri olduğunu belirtti.
Akdeniz Bölgesel Araştırmalar Enstitüsü Başkanı Behruz Cafer, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bölgede kurulan iş birliklerinin bugün AB lehine çalışan araçlara dönüştüğünü ifade etti.
Yunanistan’ın Libya’daki çıkarlarını anlayabilmek için 26 yıl önce kurulan Avrupa-Akdeniz Ortaklığı’nın gidişatına bakılması gerektiğini dile getiren Cafer, Akdeniz’e kıyısı olan devletlerle 15 AB ülkesi arasında ekonomik iş birliğini artırmak amacıyla kurulan ortaklığın 2008’de “Akdeniz için Birlik” adını aldığını anımsattı.
Cafer, AB’nin Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) politikalarını desteklemesi sonucu, Akdeniz için Birlik isminin mevcut durumda “Avrupa için Birlik”e dönüştüğüne işaret ederek, şunları kaydetti:
“Bunun son örneği, Trablus’u ziyaret eden Yunanistan başbakanının Libya’yı ‘AB ile ilişkilerinizi normalleştirmek istiyorsanız Türkiye ile anlaşmanızı iptal edin’ diyerek tehdit etmesiydi. Artık AB’nin Orta Doğu ve Afrika gibi bölgelere karşı sorumluluklarını ne ölçüde yerine getirdiğini sorgulamalıyız. Zira elde ettiği barış ve refahı kimseyle paylaşmadığı yalın bir gerçek.”
Bu kapsamda Yunanistan’ın Doğu Akdeniz politikasının, Türkiye’yi bir alana hapsetmeyi amaçladığına dikkati çeken Cafer, “Atina, bölge ülkelerinin çıkarlarını göz ardı ederek AB’nin menfaatlerini dikkate alıyor. Nitekim Doğu Akdeniz’in girift denkleminde bazı taraflar, Türkiye’nin bölgedeki enerji trafiğine dahil olmasını istemiyor. Haklı olarak alternatif arayışında olan Türkiye, Libya Ulusal Birlik Hükümeti ile münhasır ekonomik bölge sınırlarına uygun olarak Kasım 2019’da Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası imzaladı.” değerlendirmesinde bulundu.
“Libya için önemli olan adil yatırım”
Cafer, Yunanistan yerine Türkiye ile anlaşmayı tercih eden Libya için adil yatırımların önemine dikkati çekerek, ülkede inşaat, altyapı ve enerji alanlarına yapılan Türk yatırımlarının 2020’de 120 milyar dolara ulaştığını aktardı.
Türkiye için de Libya’nın, enerjide önemli bir kaynak olarak görülebileceğini ifade eden Cafer, 100 trilyon metreküpten fazla doğal gaz rezervi olduğu tahmin edilen Doğu Akdeniz’de planlanan bazı iş birliklerinin, plana dahil olmayan ülkeleri yeni anlaşmalara ittiğini söyledi.
Cafer, İsrail, GKRY ve Yunanistan arasında Ocak 2020’de imzalanan ve bölge ülkelerinin deniz sınırlarını dikkate almadan Doğu Akdeniz gazının Avrupa’ya taşınmasını öngören EastMed Boru Hattı Projesi’nin de buna örnek olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
“Türkiye-Libya ittifakı bu anlaşmaya bir yanıt niteliği taşıyor. Yine de bölgede ağırlığı olan Fransa ve ABD’nin Yunanistan’a desteğini kesmeyeceği bir gerçek. Bu sebeple Yunanistan ve GKRY’nin Ankara’ya karşı girişimleri sürecektir. Ancak, bu gerçeğin yanı sıra Türkiye ile bölgesel bir ittifak kurulmadan hidrokarbon rezervlerinden kimsenin faydalanabileceğini düşünmüyorum.”
Cafer, Türkiye-Libya mutabakatının hemen ardından Yunanistan hükümetinin, Libya’nın Atina Büyükelçisini bu anlaşma nedeniyle Aralık 2019’da sınır dışı ettiğini anımsattı.
Atina’nın Trablus girişimi sonuçsuz kaldı
Daha önce Libya’nın Atina Büyükelçisi olarak görev yapan Muhammed el-Menfi, Türkiye ve Libya arasında 27 Kasım 2019’da imzalanan deniz yetki alanlarının sınırlandırılmasına ilişkin mutabakat muhtırasına karşı beyanat vermesine yönelik Atina’nın talebini reddettiği gerekçesiyle Yunanistan tarafından “istenmeyen kişi” ilan edilerek ülkeden sınır dışı edilmişti.
Menfi, Libya’da BM öncülüğünde şubatta gerçekleştirilen Libya Siyasi Diyalog Forumu’nda Libya Başkanlık Konseyi Başkanı olarak seçildi.
Atina yönetimi ise diplomatik ilişkilerini kopardığı Trablus hükümetiyle yeniden “ilişkileri düzeltme ve normalleşme” adımları atmaya başladı.
Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, ilişkilerin yeniden tesisi için 6 Nisan’da Trablus’a düzenlediği ziyarette, Libya ve Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki hakları kapsamında imzaladığı mutabakat muhtırasının, “Avrupa Konseyi’nin kararlarına göre herhangi bir yasal güce sahip olmadığını” savunarak, bu belgelerin iptal edilmesi gerektiğini ileri sürdü.
Miçotakis’in girişimi Libya hükümeti nezdinde karşılık bulmazken, Libya’nın yeni seçilen Başbakanı Abdulhamid Dibeybe 10 Nisan’da Türkiye’ye yaptığı ziyarette iki ülke arasındaki muhtıranın devam edeceğini vurguladı.
Ayrıca, 14 Nisan’da Yunan makamların daveti üzerine Atina’ya giden Başkanlık Konseyi Başkanı Menfi de Miçotakis ile yaptığı görüşmede, Yunanistan ile bir anlaşma imzalamanın söz konusu olmadığını açık bir dille ifade etmişti.
Menfi, “Cenevre anlaşması gereği Başkanlık Konseyinin herhangi bir uluslararası anlaşma yapmasının mümkün olmadığını, bunun Ulusal Mutabakat Hükümetinin yetkisinde olduğunu” belirtmişti.