“Maraş konusunda Türkiye ‘salam taktiğini’ uyguluyor”
Türk tarafının kapılarını ziyarete açtığı Maraş, Güney Kıbrıs’ın gündeminde ilk sıradaki yerini korumaya devam ediyor. Cyprus Mail’de yer alan bir haberde “Türk tarafının henüz Maraş mülklerine dokunmadığı ancak Kıbrıs Rum mülk sahiplerinin hak iddialarını paylaşmaları için zamanının azalıyor olabileceği” öne sürüldü. Rum avukat Demetriades ve Maraş göçmeni Lordos, Kıbrıslı Rumlara Taşınmaz Mal Komisyonu’na başvuru çağrısı yaptı...
Türk tarafının ziyarete açtığı günden beri sürekli günde olan Maraş konusu gündemdeki yerini korumaya devam ediyor.
Cyprus Mail’de yer alan bir haberde Türk tarafının henüz Maraş’taki mülklere dokunulmadığına dikkati çekilirken Rum mülk sahipleri için de zamanın azalıyor olabileceğine dikkat çekti.
Gazete, Türkiye’nin Mağusa’nın çitlerle ve tellerle çevrili bölgesi Maraş ile bir sonraki adımda ne yapacağına dair korkular arttıkça, Maraş göçmenlerine mülkleri üzerindeki iddialarını kaydetmeleri için çağrıların yoğunlaştığını yazdı.
Rum avukat Demetriades Taşınmaz Mal Komisyonu’nun (TMK), etkisizliğine rağmen bir iç hukuk yolu olduğunu belirtirken, Maraşlı göçmen ve aktivist Andreas Lordos ise insanların mülklerini talep etmelerinin önemini vurguladı. Lordos TMK’ya başvuruları engellemeye çalışan Rum Yönetimi’nde de “Malıma dönmem Kıbrıs sorununa nasıl zarar verir?” diye sordu, aksine Maraş’a dönmemenin Türkleşmesine yol açacağını öne sürdü.
Hem Lordos hem de Demetriades, Rum göçmenlere mallarını çok geç olmadan Taşınmaz Mal Komisyonu aracılığıyla talep etmeleri gerektiği çağrısı yaptı.
Gazeteye konuşan Siyaset uzmanı Profesör Hubert Faustmannise Türkiye ‘salam taktiğini’ uyguladığını öne sürerek, “Salamı parça parça kesmek gibi adım adım adım atıyor. Çok dikkatliler, Maraş’ı müzeye çevirdiler, mülklere dokunmamak için çok dikkatliler” dedi.
Turizm Bakanı Fikri Ataoğlu’nun Maraş turizmi ile ilgili açıklamaları güneyde tedirginlik yarattı.
‘KARA TURİZM’ KELİMESİ GÜNEY’İ ÜRKÜTTÜ
Maraş’ın geçen yıl kısmen yeniden açılmasının ardından, plajlarının da geçen hafta süslenerek ziyaretçilere açıldığına dikkat çeken gazete Kıbrıs Türk makamları tarafından turizm tanıtımlarında bir ‘kara turizm’ olarak tanıtıldığını belirtti. Gazete ürkütücü olarak nitelediği bu terimin, Çernobil gibi ölüm ve ıstırapla bağlantılı ilgi çekici yerler için kullanılır.
ERDOĞAN’IN 20 TEMMUZ ZİYARETİNDE MARAŞ BEKLENTİSİ
Gazete, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı etkinliklerine katılmak üzere 20 Temmuz’da Kuzey Kıbrıs’a gerçekleştireceği ziyarette Maraş’la ilgili duyurular da yapabileceğini belirtti.
MARAŞ VE TAŞINMAZ MAL KOMİSYONU
KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın bu hafta yaptığı açıklamada Türkiye’nin Taşınmaz Mal Komisyonu (İPK) aracılığıyla şimdiye kadar 344 kişinin Maraş’taki mülkler üzerinde hak iddia ettiğini söylediğini yazan gazete, “Tatar’ın ofisi, kuzeyin, Kıbrıs Türk dini vakıf vakfı Evkaf da dahil olmak üzere mülk sahiplerinin TMK aracılığıyla mülkleri için çare arama yolunu açtığını söyledi” ifadelerini kullandı.
2005 yılında kurulan komisyonun, kuzeydeki Kıbrıs Rum malları ile ilgili talepler için mülkiyetin iadesi, tazminat ve takasa kadar uzanan bir iç hukuk yolu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından 2010 yılında kabul edildiğini yazan Cyprus Mail; Maraş için de mülklerin iadesinde komisyonun ayrılmaz bir parçası olduğunu, Taşınmaz Mal Komisyonu’nun mülkiyet iddialarına karşı bir iç hukuk yolu olarak etkinliğini sürdürdüğünü belirtti.
Gazete, daha bu hafta Türkiye’nin, Maraş ve Timbu’daki mülkiyet iddialarına ilişkin AİHM’ye getirilen iki davaya ilişkin görüşlerini sunduğunu ve başvuranların TMK’nın mülkiyet iddiaları için etkisiz bir çözüm olduğunu iddia ettiklerini yazdı.
ACHİLLEAS DEMETRİADES’E GÖRE TMK, ETKİSİZLİĞİNE RAĞMEN BİR İÇ HUKUK YOLU
Bu ve diğer birçok davaya bakan avukat Achilleas Demetriades için, TMK, etkisizliğine rağmen, bir iç hukuk yolu olarak görülmekten vazgeçecek gibi görünmüyor.
Avukat Demetriades Cyprus Mail’e verdiği demeçte, “Değişmenin çok zor olduğunu düşünüyorum çünkü Türkiye işgal altındaki bölgeleri kontrol ediyor” dedi. IPC’nin etkili olmadığını kanıtlamak oldukça kolay, çünkü başvuruları işleme koymak için gereken sürede çok fazla dezavantaj var. Demetriades, bu nedenle IPC’nin etkinliğine meydan okumanın önemli olduğunu söyledi.
Demetriades, “Ancak buna meydan okumak, önce ona başvurmak ve bir mülkiyet iddiasında bulunmak anlamına gelir. Bu, geçen yıl TMK’ya yapılan toplu başvurulara karşı yasal tavsiyeye dayanarak uyarıda bulunan ve bunun Kıbrıs sorununa zarar vereceğini savunan Kıbrıs hükümetine karşı gelmek anlamına geliyor. Ancak konuyla ilgili ayrıntılı bir görüş sunmadı. Gazimağusa belediyesi de hükümetle aynı çizgideydi.” dedi.
“TMK’NIN ‘BİR RAF ÖMRÜ VAR’ VE SÜRESİ 21 ARALIK 2021’DE DOLUYOR”
Demetriades, hükümetin Taşınmaz Mal Komisyonu’na yapılan başvuruları ertelemeye çalışmak yerine, aslında mülk sahiplerine bunu yapmak için yasal yardım sunması gerektiğini savundu.
TMK’nın “bir raf ömrü” olduğunu ve görev süresinin 21 Aralık 2021’de sona ereceğini söyleyen Avukat Demetriades şunları söyledi.
“2005’ten bugüne kadar görev süresi yenilendi ama tekrar yenileneceğini veya belli bölgeleri dışlamayabileceklerini söyleyemem. Eğer yaparlarsa, argümanları şu olacaktır: TMK 15 yıldan fazladır orada, başvuruda başarısız oldunuz. Öyleyse, çareniz olmadığı için şimdi neden endişeleniyorsunuz?
Bu yüzden insanları konumlarını dikkate almaya ve özellikle Maraş için 1974’ten bu yana tazmin ve kullanım kaybını talep etmek için TMK’ya başvurmaya çağırıyorum” dedi.
ANDREAS LORDOS’TAN RUM HÜKÜMETİNE: “NEDEN İADE TALEP ETMEMEMİZ GEREKTİĞİ KONUSUNDA MANTIKLI BİR GÖRÜŞ BEKLİYORUZ”
Gazete, Rum yönetimin bu konudaki tutumundan dolayı hayal kırıklığına uğrayan Maraşlı göçmen ve aktivist Andreas Lordos, Türkiye’nin daha sonra sahiplenilmeyen mülkü terk edilmiş gibi görmesi ve uygun gördüğü şekilde kullanması durumunda insanların mülklerini talep etmelerinin önemini de vurguladığını yazdı.
Kıbrıs Türk yönetimine dönmelerine izin verileceği konusunda iyimser olduğunu belirten Lordos bunu, Türk tarafının göçmenlere evlerine dönme çağrılarına ve şu anda bu mülkleri kullanan kimse olmadığı için, sahipleri tarafından talep edilirse Türkiye’nin onları geri vermeyi reddedemeyeceğine bağlıyor.
Maraş’a dönüş için çalışan bir grup olan Göçmenlerin Barışçıl Dönüşü Hareketi’nin kurucusu olan Lordos, TMK aracılığıyla neden iade talep etmemeleri gerektiği konusunda Rum hükümetinin mantıklı bir görüşünü görmeyi beklediklerini söyledi.
“MALIMA DÖNMEM KIBRIS SORUNUNA NASIL ZARAR VERİR?”
“Malıma dönmem Kıbrıs sorununa nasıl zarar verir?” diye sordu Lordos, aksine Maraş’a dönmemenin Türkleşmesine yol açacağını söyledi.
Lordos, dönmek isteyenlerin mücadelesinde hükümetin ve Gazimağusa belediyesinin desteğinin olmamasından duyduğu hayal kırıklığını dile getirdi.
“Geri dönüş artık kişisel bir karar haline geldi” dedi.
LORDOS VE DEMETRİADES: RUM GÖÇMENLER GEÇ OLMADAN TMK’YA BAŞVURMALI
Hem Lordos hem de Demetriades, Rum göçmenlerin mallarını çok geç olmadan Taşınmaz Mal Komisyonu aracılığıyla talep etmeleri gerektiğini vurguluyor.
VAKIFLAR İDARESİ’NİN MARAŞ’TAKİ MALLAR EVKAF MALI AÇIKLAMALARI…
Cyprus Mail, Maraş’ın mülkiyet meselesine ek bir komplikasyonun da Kıbrıs Türk Vakıflar İdaresi ve Maraş’taki malların Evkaf malı olduğu yönündeki iddiaların olduğunu yazdı.
Gazete “Evkaf, Kıbrıs Türk toplumunun Evkaf mülklerine sahip olabileceği yönündeki tüm iddiaların tam ve nihai çözümünde, giden İngiliz sömürge hükümeti tarafından 1,5 milyon sterlin verildiği 1960 anlaşmasına meydan okuyor” dedi.
AKADEMİSYEN STİFTUNG: EVKAF’IN İDDİLARI “TEHLİKELİ KONU”
Akademisyen ve Friedrich-Ebert-Stiftung Kıbrıs Ofisi müdürü Profesör Hubert Faustmann’a göre, Evkaf’ın Maraş mülkleri üzerindeki iddiaları bir başka “tehlikeli konu”ydu.
Stiftung, Kuzey’de, Kıbrıs Rum unvanlarının gerçekten de Evkaf’ın unvanlarına üstün geldiğine dair 2019 tarihli bir idari mahkeme kararına atıfta bulunarak “Etrafta her türlü saçmalık var. Faustmann, “Kendi kurumları bile bunu düşürdü, ama gündeme getirmeye devam ediyorlar” dedi.
Evkaf ayrıca, KV Mediterranean Tours’un Maraş’ta sahibi olduğu bir apartmana ilişkin iddialarıyla ilgili olarak AİHM’de görülen iki davadan birine de hak iddia ediyor.
2019 mahkeme kararına atıfta bulunan Demetriades, “Kıbrıs Rum unvanları galip gelecekse, Evkaf’ın toprakla çıkarı olmadığı halde, bu iddiadan başka, Evkaf’ın ilgili taraf olduğu iddiasını nasıl ileri sürdüğünü merak ettiğini söyledi. Son zamanlarda uydurdu mu?
“EVKAF ARGÜMANI TEST EDİLECEK”
Gazete; Türk tarafının geçen Ekim ayında Maraş’ın bir kısmını ziyaretçilere açtığında, bir zamanlar hareketli olan turizm beldesini kademeli olarak eski ihtişamına kavuşturacağına dair açıklamalarına rağmen, Maraş’ta gözlemlenen son hamlelerin henüz belirtilen niyetlere uymadığını öne sürdü
Şu anda turistik bir cazibe merkezi olarak faaliyet gösteren çitle çevrili alanda iki plaj daha halka açıldı. İnsanlara her gün belirli saatlerde kıyı cephesinde ve yakınında belirli yerleri ziyaret etmelerine izin verilmektedir.
FİKRİ ATAOĞLU’NUN AÇIKLAMALARI TEDİRGİN ETTİ
Gazete, Turizm Bakanı Fikri Ataoğlu’nun da bu hafta Maraş’ı ziyaretinde yaptığı , “Kapalı Maraş turizme katkı sağlayacak” açıklamasına da atıfta bulundu.
Maraş’ta yeni açılan bölümü ziyareti sırasında gazetecilere konuşan Ataoğlu’nun “Buraya daha fazla turist çekmek için çalışıyoruz. Bilgilendirme broşürleri yakında ziyaretçilere sunulacak. Maraş’ın bu yaz turizm gelirlerinin önemli bir parçası olacak” açıklamalarına da haberde yer verildi.
OKAN DAĞLI: “TATAR VE ERDOĞAN’IN BAHSETTİĞİ KAMUSAL ALANLARIN AÇILMASI DEĞİL”
Ancak Gazeteye konuşan Gazimağusa Girişimi’nin aktivisti ve sözcüsü Okan Dağlı, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın aylar önce açıkladığı şeyin sadece kamusal alanların açılması olmadığını söyledi.
Dağlı “Maraş’ın yasal sakinlerinin mülklerine geri dönmelerine izin verileceğine ilişkin açıklamalar maalesef gerçekleşmedi” diye konuştu.
Okan dağlı Maraş’ı nasıl bir geleceğin beklediği konusunda çelişkili açıklamaların yapıldığını da sözlerine ekleyerek şunları söyledi; “Bu şehrin yasal sakinlerinin bu tür açıklamalar ve açılımlarla sürekli taciz edilmesine karşıyız ve bunu doğru bulmuyoruz.”
FAUSTMANN: TÜRKİYE ‘SALAM TAKTİĞİNİ’ UYGULUYOR
Siyaset uzmanı Profesör Hubert Faustmann’a göre Türkiye ‘salam taktiğini’ uyguluyor, ‘salamı parça parça kesmek gibi adım adım adım atıyor’.
Faustmann “Çok dikkatliler, Maraş’ı müzeye çevirdiler, mülklere dokunmamak için çok dikkatliler” dedi.
Faustmann, Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Türkiye’yi uluslararası mahkemeye götürmesi durumunda Ankara’nın Maraş’ı BM’ye vermesi gerektiği ancak, Maraş bölgesinin statüsü konusunda zaten uluslararası hukuku ihlal ediyor olmalarına rağmen, Kıbrıslı Rumların haklarına dokunmadıklarını söyledi.
“HENÜZ KIRMIZI ÇİZGİYİ GEÇMEDİLER”
Profesör Hubert Faustmann “Plajların açılmasının gri bir alan olduğunu, üzerlerinde herhangi bir mülkiyet hakkı bulunmadığını veya başkasına mülk olarak verilmeyerek ihlal edilmediğini de sözlerine ekledi.
Ayrıca iade meselesini de gündeme getiren Faustmann, mülklerin iade edilmesi ve kullanılması için sivil bir idarenin olması gerektiğini savundu. Çitle çevrili alan hala askeri bölge.
“CANLANDIRILMIŞ BİR MARAŞ’I KİM YÖNETECEK?”
“Canlandırılmış bir Maraş’ı kim yönetecek?” sorusunu soran Faustmann “BM tarafından yapılmazsa, o zaman Türkiye ve Kıbrıslı Türkler BM kararlarını ve uluslararası hukuku ihlal edecekler” dedi.
OKAN DAĞLI: “MARAŞ ASKERİ BÖLGEDEN ÇIKARILMALI”
Okan Dağlı ise, bunun için Maraş’ın askeri bölgeden çıkarılması gerektiğine ancak henüz böyle bir adım atılmadığına karar verdi.
Dağlı “Bunda Maraş’tan askerlerin çıkarılamamasının yanı sıra uluslararası toplumun baskısının da önemli rol oynamış olabileceğini düşünüyorum” dedi.
PEKİ ERDOĞAN 20 TEMMUZ’DA NE DİYEBİLİR?
Faustmann, “Maraş Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hakkında bir şeyler açıklayabileceği tahmin ediliyor” dedi.
Faustmann demecinde hem Türkiye’nin hem de Kıbrıslı Türk liderin bu provokasyonlar ve artan gerilim yoluyla milliyetçi seçmenlerini beslemek istediklerini de sözlerine ekledi.
Profesör Faustmann Erdoğan’ın Kıbrıs ziyareti ile ilgili şunları söyledi;
“Erdoğan, özellikle Türkiye’de erken seçim yapmayı planlıyorsa, azalan popülaritesini artırmak için milliyetçi puanlar almak istiyor. Maraş’ta Kıbrıslı Türklerin bölge üzerindeki idari kontrolünü genişletme konusunda atılacak herhangi bir adım, uluslararası toplumla yüzleşmek anlamına gelecek ve Erdoğan’ın bu çizgiyi geçip geçmeyeceğini göreceğiz.”