Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın’dan ‘Afganistan’dan tahliye’ açıklaması

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın NTV canlı yayınında Funda Görey’in sorularını yanıtladı. ABD’nin Afganistan’dan çekilme kararı aldığından itibaren Türkiye’nin de kendi planlarını yaptıklarını, ve uzun bir süredir bir Afganistan mesaisi olduğunu bildirdi.

“24 ya da 36 saat içinde Türk askerlerinin tahliyesi tamamlanabilir”

Afganistan’dan Türk Silahlı Kuvvetlerinin tahliyesi hakkında konuşan Kalın, “Süreci çok yakın bir şekilde takip ettik. Sahadaki gerçekleri görerek hareket etmek zorundaydık. Biz orada askerlerimizi tehlikeye atacak bir süreç içinde olmayacağımızı ifade ettik. Biz tüm planlarımızı yapmıştık. Askerlerimizin tahliye edilmesiyle ilgili hazırlıklar bir süredir devam ediyordu. Askerimiz orada büyük bir başarı sergiledi. Görevlerini yapmış bir şekilde askerimiz ülkesine dönüyor. Bugün bir uçak kalkmış durumda. 24 ya da 36 saat içinde Türk askerlerinin tahliyesi tamamlanabilir” diye konuştu.

Kabil Havalimanı’nın işletmesi

Türk Askeri’nin çekildikten sonra da orada havalimanının işletmesine devam edebileceklerini ifade eden Sözcü Kalın, “Sivil uzmanlarımız havalimanı için destek verebilir. Bununla ilgili müzakereler devam ediyor. Bunu Türkiye’nin devam ettirmesi konusunda bir irade de ortaya koyuyorlar. Afganların yaşadığı insani dramı göz ardı etmemek lazım. Kabil Havalimanı’nda ilk günlerde yaşanan dramı gördük. Havalimanında güvenliğin sağlanması gerekiyor. Bunun detayları konuşulacak ama bir güvenlik yapısı kurulması gerekiyor. Taliban’ın böyle bir kapasitesi olduğunu düşünmüyorum Onlar da muhtemelen bir hizmet talebinde bulunacaklar. Havalimanının tamamen devre dışı kalması onların da isteyeceği bir durum değil. Afganistan’ın etnik, mezhebi yapısını hatırlamakta fayda var. Burada mutlaka herkesin bir temsiliyetinin olması büyük önem arz ediyor. Bundan sonraki süreçte Taliban’ın tavrı ve atacağı adımlar belirleyici olacak. Ortaya çıkacak hükümetin yapacakları önemli olacak. Önümüzdeki günlerde, haftalarda ortaya çıkacak tabloyu görmek gerekiyor. Sürecin tümüyle dışında kalmak rasyonel değil, içinde kalarak takipçisi olacağız. Afganistan’da yaşanan bir istikrarsızlık her yeri, herkesi etkiliyor” ifadelerini kullandı.

Sözcü Kalın, Taliban’la istihbarat ve Dışişleri Bakanlığından görüşmeler yapıldığını ve görüşmelerin devam ettiğini aktardı.

Göç dalgası endişesi

Göç olmaması için diplomatik temasların devam ettiğini vurgulayan Kalın, “Göç dalgası olmaması için bölge ülkeleri ve uluslararası toplumun daha fazla sorumluluk alması gerekiyor. Türkiye göç meselesinde üzerine düşeni fazlasıyla yerine getirdi. Yasal olmayan göç için yeni tedbirler aldık. Türkiye hiç kimsenin göç ambarı değildir. İran’la yasadışı göçü önlemek amacıyla sürekli görüşmeler yapılıyor” dedi.

Türkiye’de göç merkezi kurulacağı iddialarına cevap veren Kalın şu ifadeleri kullandı:

“Resmi olarak bize iletilen bir şey olmadı. Biz bu söylenti ortaya çıktığı andan itibaren çok net bir şekilde reddettik. Bunu bize açmaları mevzu bahis bile olamazdı. Mülteci merkezi düşüncesi utanç verici bir durum, bu tavır gayri insanidir. Bu haberler yalanlandığı halde açıklamaları şaşkınlıkla izliyoruz. Hükümete nasıl yükleniriz, Cumhurbaşkanı’na nasıl saldırırız hesaplarının yapılması gerçekten sorumsuz bir siyaset.”

BAE ile yaşanan kriz

Birleşik Arap Emirlikleri ile beyaz sayfa açılmasının olumlu bir gelişme olduğunu belirten Kalın, “İlişkilerin saygı çerçevesinde yürümesi konusunda anlaşıldı. Suudi Arabistan’la da aynı sürecin olmasını istiyoruz. Mısır’la da ilişkilerin rayına oturtulması için görüşmeler devam ediyor. İsrail’deki seçim sonrası Cumhurbaşkanımızın tebrik telefonu olumlu etki yaptı. İsrail’de Netanyahu döneminin bitmesi bir fırsat penceresi açıyor” diye konuştu.

ABD ile yaşanan S-400 krizi

Sözcü Kalın, S-400 konusunda pozisyonlarında bir değişikli olmadığını ve Biden yönetiminden farklı bir şey, ikna edici bir argüman duymadıklarını aktardı.

Kalın sözlerine şu şekilde devam etti:

“ABD’ye çağrımız, Suriye’de PYD/YPG terör örgütüne verdikleri desteği çekmeleri. PYD ve YPG’nin kontrolündeki bölgelerde ne tür zulümler yapıldığı kendi raporlarında yazıyor.”