Anastasiadis’in Tatar’a önerisi Güney’de tepkiyle karşılandı
Rum lider Nikos Anastasiadis’in 1960 Anayasası’na dönüşe ilişkin önerisini Rum hukukçu ve akademisyenler 'meteor adım' şeklinde değerlendirdi.
Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a “Kıbrıslı Türklerin 1960 Anayasası tahtında yasama, yürütme ve yargı erklerine geri dönmesi” şeklinde yaptığı öneri, Güney Kıbrıs’ın kendi içerisinde de gündem olurken hukukçuların ve akademisyenlerin bu öneriyi değerlendirdikleri belirtildi.
Politis gazetesi “Hukukçular ve Akademisyenler Politis’e Konuştu-60’a Geri Dönülmesi Boşlukta-Meteor Adım” başlıklı haberinde, bazı hukukçu, akademisyen ve müzakere grubu üyesinin görüşlerine yer verdi.
Gazete haberinde, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in Kıbrıslı Türk lidere 1960 Anayasasına dönülmesi önerisinin içte, olumsuz sürpriz ve karışıklığa neden olduğunu, uzmanların(hukukçular ve akademisyenlerin), Anastasiadis’in önerisini yıkıcı sonuçlarla realist olmayan bir öneri olarak nitelendirdiklerini yazdı.
Habere göre uzmanlar, Rum Yönetimi Başkanı ile yapılan görüşmelerde böyle bir konunun hiçbir zaman gündeme gelmediğini belirtirken bu önerinin, “müzakerelerin kazanımlarını tehlikeye atacak realist olmayan, tatbik edilemeyen” olduğunu belirttiler.
Hukukçu Hristos Triantafillidis, böyle bir konunun görüşülmesinin söz konusu olmadığını, 1960 Anayasasının Türk garantilerini ve başkan yardımcısının vetosunu öngördüğüne göre bu konunun müzakere edilmesini gerektirdiğini ifade etti.
Triantafillidis, Kıbrıs Türk tarafının böyle bir şeyi kabul edeceğini de düşünmediğini belirtti.
Önerinin ne kadar realist olduğu sorusu üzerine Triantafillidis, “Kıbrıs Cumhuriyeti’ne dönüşün ancak müzakerelerin olumlu sonuçlanması halinde olabileceğini” söyledi.
Bir soru üzerine Triantafillidis, 1960 Anayasası’na atıfta bulunarak Anayasanın şu anda, Kıbrıslı Türklerle ilgili öngörüler olmaksızın ihtiyaç hukuku olarak işlev gösterdiğini, Kıbrıslı Türk başkan yardımcısının, başsavcısının, Sayıştay yardımcısının bulunmadığını belirtti.
Triantafillidis, Kıbrıslı Türklerin geri dönmesi durumunda, 1964 yılında Rum Yüksek Mahkemenin itirazları ret ettiği ve İhtiyaç Hukukunun ilkelerini dile getirdiği İbrahim davasından ortaya çıkan hukuki bir teorimi teşkil eden İhtiyaç Hukukuna atıfta bulunulmasına gerek kalmayacağını söyledi.
Doruk Anlaşmaları ve BM kararları varken 60’a nasıl geri dönüleceği şeklindeki bir soru üzerine Triantafillidis, bu çözüm önerisini benimsemesi için BM’ye başvurulması gerekeceğini, BM’nin kararlarıyla, çözüm zeminini iki kesimli iki toplumlu federasyonu çözüm zemini olarak ortaya koyduğunu, bu çözüm zemininin terk edilmesini de intihar olarak addettiğini çünkü Kıbrıslı Türklere iki devlete ilişkin özgürlük vermiş gibi olacaklarını belirtti.
Akademisyen Nikos Trimiklionitis, Anastasiadis hükümetinin aşırı sağa dönüşünden söz ederek bunun, bahse konu siyasi alana yaklaşım hedefine hizmet ettiğini belirtti.
Trimikliniotis bu tezin, Yeni Ufuklar Partisi Başkanı Nikos Kutsu’nun dile getirdiği görüş olduğuna da dikkati çekti.
Bu tezin “iflas eden ve yıkıcı bir tez” olduğunu söyleyen Trimiklionitis, uygulanması olasılığının da bulunmadığını ifade etti.
Trimiklionitis savaş öncesi duruma (status quo ante) dönülmesinin mümkün olmadığını söyledi ve Anastasiadis hükümetine eleştiriler yönelterek Anastasiadis’in söylediklerinin herhangi bir mantığının ve sonucunun bulunmadığını belirtti.
Kıbrıs Üniversitesi Kamu Hukuku Yardımcı Doçenti, Kıbrıs sorununda Anastasiadis’e danışmanlık yapan anayasa hukuk uzmanlarından oluşan grup üyesi Kostas Paraskeva ise, Politis radyosunda katıldığı bir yayında, 1960 Anayasasında yetkilerin, iki toplum arasında paylaştırıldığını, sonuç olarak kamu yönetiminde Kıbrıslı Rumlar ve Kıbrıslı Türkler arasında yüzde 70 ve yüzde 30 oranın var olduğunu, Kıbrıslı Türk başkan yardımcısının, meclis yasalarında, bakanlar kurulu kararlarında, savunma ve güvenlikle ilgili dış konularda veto hakkının bulunduğunu anımsattı.
Paraskeva 1960 Anayasası ile birlikte üç uluslararası anlaşmanın, “Kıbrıs Cumhuriyeti Kuruluş Anlaşması, Kıbrıs Cumhuriyeti, Yunanistan ve Türkiye arasındaki İttifak Anlaşması, Kıbrıs Cumhuriyeti, İngiltere, Türkiye ve Yunanistan arasındaki Garanti Anlaşması” anlaşmalarının geçerli olduğunu belirtti.
Paraskeva, Anastasiadis’in önerisini konusunda, anayasa hukuk uzmanlar grubunun bilgilendirilmediğini, kendisinin bunu basından öğrendiğini söyledi.
Paraskeva öneri geçerliyse ve Anastasiadis’in böyle bir niyeti varsa bu öneriyi “yeni bir geri dönüş” olarak nitelendirdi.