ABD Lefkoşa Büyükelçisi Garbe: İki kesimli, iki bölgeli federal bir çözümden yanayız
ABD Lefkoşa Büyükelçisi Judith G. Garber, Nisan ayı sonunda Cenevre’de yapılacak 5+BM gayrı resmi Kıbrıs toplantısına tarafların “ciddi bir şekilde müdahil olup, müşterek alanları bulmaları” çağrısında bulundu
Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Lefkoşa Büyükelçisi Judith G. Garber, Nisan ayı sonunda Cenevre’de yapılacak 5+BM gayrı resmi Kıbrıs toplantısına tarafların “ciddi bir şekilde müdahil olup, müşterek alanları bulmaları” çağrısında bulundu.
Birleşmiş Milletleri (BM) Güvenlik Konseyi daimi üyesi ABD’nin, Kıbrıs sorununda BM Güvenlik Konseyi kararları çerçevesinde iki kesimli, iki bölgeli federasyon çözüm modelini desteklemeye devam ettiğini belirten Garber, tarafların 5+BM toplantısında Güvenlik Konseyi kararlarından farklı bir çözüm modelinde uzlaşma olasılığı üzerinde tahminlerde bulunmak istemediğini söyledi.
Garber, ABD için esas olanın, Kıbrıs sorununun çözüm sürecinin; “BM gözetiminde ve Güvenlik Konseyi kararları zemininde, Kıbrıslılar tarafından yürütülmesi” olduğunu vurgulayarak, 5+BM toplantısını resmi müzakerelerin yeniden başlamasına yönelik “kritik önem taşıyan bir adım” olarak nitelendirdi.
Büyükelçi, ABD’nin, BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyesi, Kıbrıs’ın ortağı ve tüm garantör güçlerin müttefiki olarak, Kıbrıs sorununun çözümüyle yakından ilgilendiğini kaydederek, 5+BM toplantısında tarafların ortak bir zeminde buluşması temennisini dile getirdi.
Kıbrıs sorununun çözümünün, Doğu Akdeniz bölgesinin istikrarı ve refahı için önemli olduğunu ifade eden Garber, ABD’nin Kıbrıs’taki doğal gaz kaynaklarının “toplumlar arasında adilane bir şekilde paylaşılması” gerektiğine inandığını yineledi. Garber, Doğu Akdeniz’de “çok hassas bir dönemden” geçildiğini belirterek, taraflara “gerginliği tırmandırmamak için provokatif eylemlerden sakınmaları” çağrısında da bulundu.
ABD’nin hem Kıbrıslı Türkler hem de Kıbrıslı Rumlar ile müşterek alanlarda yakın ilişkileri olduğuna işaret eden Garber, koronavirüs salgınının Kıbrıslı Türkler ile ilişkilerini kısıtladığını, ancak salgının hafiflemesiyle Kıbrıslı Türklerle yakın ilişkilerinin artırılmasını umduklarını söyledi.
ABD Lefkoşa Büyükelçisi Judith G. Garber, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in himayesinde Cenevre’de 27-29 tarihleri arasında yapılacak 5 +BM gayrı resmi Kıbrıs zirvesi öncesinde, Türk Ajansı Kıbrıs’a (TAK) özel mülakat verdi. Amerikalı diplomat, ABD Elçiliği’nin Kuzey ofisinde gerçekleşen mülakatta, Nisan ayı sonunda yapılacak gayrı resmi Kıbrıs zirvesi, Doğu Akdeniz’deki doğal gaz kaynakları, ABD’nin Kıbrıs Cumhuriyeti’ne yönelik savunma kısıtlamalarının kaldırılması yanı sıra Kıbrıslı Türkler ile ilişkileri hakkında açıklamalarda bulundu.
“Doğu Akdeniz, ABD için büyük önem taşıyan bir bölge olmaya devam ediyor”
Joe Biden yönetiminin Kıbrıs sorunundaki tutumu ve Kıbrıs sorununun öncelikleri arasında olup olmadığına ilişkin soruyu yanıtında Büyükelçi Garber, “Doğu Akdeniz, ABD için büyük önem taşıyan bir bölge olmaya devam ediyor. Doğu Akdeniz ile ilgili bu yaklaşım konusunda eski yönetim ve bu yönetim arasında devamlılık söz konusudur. Biz, Doğu Akdeniz bölgesinin refahına ve istikrarına yardımcı olmak ve desteklemek için gerçekten uğraşıyoruz. Ve bu yaklaşımımız, daha küresel vizyondan geliyor” dedi.
“Taraflar, gayri resmi 5+BM toplantısına ciddi şekilde müdahil olmalı”
Büyükelçi Garber, ABD’nin Nisan ayı sonunda yapılacak gayrı resmi 5+BM Kıbrıs toplantısından beklentisine ilişkin soru üzerine, “ABD, tarafların ciddi bir şekilde müdahil olup, müşterek alanları bulmak için bu fırsatı değerlendireceklerini umuyor ve böylelikle resmi müzakerelere yeniden başlayabileceğiz” dedi.
“Biz, kalıcı ve adil, iki kesimli, iki bölgeli federal bir çözüm bulunmasını arzulamaya devam ediyoruz”
Kıbrıs müzakerelerinin yeniden başlaması halinde ABD’nin Kıbrıs özel temsilcisi atama ihtimali hakkında ise Garber, “şu anda resmi müzakereler yürütülmüyor. ABD için esas olan sürecin; Birleşmiş Milletler gözetiminde ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararları temelinde, Kıbrıslılar tarafından yürütülmesidir. ABD, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi daimi üyesidir ve biz, kalıcı ve adil, BM Güvenlik Konseyi kararlarına dayanan, iki kesimli, iki bölgeli federal bir çözüm bulunmasını arzulamaya devam ediyoruz” dedi.
Garber, “hepimiz, 5+BM toplantısından bir ortak zeminde mutabık kalınması sonucunun çıkmasını umuyoruz.. Bu nedenle, bu toplantı cesaret vericidir ve biz umuyoruz ki, taraflar bu fırsatı değerlendireceklerdir” diyerek sözlerine devam etti.
“Taraflar, alternatif bir çözüm modelinde mutabık kalırsa, bu Güvenlik Konseyi’ne götürülecektir”
Kıbrıs sorununa federasyon dışında “gevşek federasyon” ve “iki devletli” çözüm fikirlerinin ifade edildiği ve BM Genel Sekreteri Guterres’in gayrı resmi toplantıda “Kıbrıs çözümünde yeni fikirlere açık olacağını” açıkladığının hatırlatılması ve tarafların yeni bir çözüm modelini müzakere etme üzerinde uzlaşması halinde ABD’nin tutumunun ne olacağına ilişkin Garber şöyle konuştu:
“Gayrı resmi toplantının fikri, iki tarafın bir araya gelerek, kendi vizyonlarını, endişelerini ve gördükleri sıkıntıları ortaya koymaları ve BM’nin kolaylaştırıcı bir rol üstlenmesiyle ortak bir zemin bulma olasılığını görebilmektir diye düşünüyorum. Bu toplantıdan nasıl bir ortak zeminin ortaya çıkacağı konusunda tahminlerde bulunmayacağım, ancak Güvenlik Konseyi kararlarından farklılıklar söz konusu ise sanıyorum ki bu Güvenlik Konseyi’ne taşınacaktır.”
“Kıbrıs’ın ortağıyız, tüm garantör güçlerin müttefikiyiz… Ve Kıbrıs sorununun çözümüyle yakından ilgileniyoruz”
Guterres’in tarafların olası mutabık kalacağı bir alternatif çözüm modelini Güvenlik Konseyi’ne taşıması halinde, Güvenlik Konseyi daimi üyesi olarak ABD’nin tutumunun ne olacağının sorulması üzerine Garber, “böyle bir şeyin olduğunu henüz görmediğimiz bir durum hakkında tahminlerde bulunmayacağım. Biz, tarafların bu fırsatı ciddiye almalarını ve bu fırsatı değerlendirmelerini umuyoruz ve resmi müzakerelerin yeniden başlayarak ilerlediğini görebileceğiz, çünkü Doğu Akdeniz bölgesinin istikrarı ve refahı için Kıbrıs sorununun çözümü o kadar önemli ki… ABD, BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyesidir, Kıbrıs’ın ortağıyız ve tüm garantör güçlerin müttefikiyiz, bu nedenle Kıbrıs’ta sorununun çözümüyle yakından ilgileniyoruz” dedi.
“5+BM toplantısı kritik önem aşiyan bir adım… Hepimiz, bu toplantıyı ümitle bekliyoruz”
Federasyon temelinde 50 yılı aşkın süredir yürütülen ancak bir sonuç alınamayan Kıbrıs müzakerelerinde federasyona yönelik ilerleme kaydedilmesi için bundan sonra atılması gereken adımın ne olması gerektiğine ilişkin bir soruyu yanıtında Garber, şu ifadelerde bulundu:
“Önemli olan, resmi müzakerelerin yeniden başlamasıdır, çünkü gerçek bir müzakere sürecinde değilseniz, çözüm konusunda herhangi bir ilerleme kaydedemezsiniz. Nisan ayı sonundaki 5+BM toplantısını, bu doğrultuda kritik önem taşıyan bir adım olarak görüyoruz. Hepimiz, bu toplantıyı ümitle bekliyoruz.”
“Önemli olan ileriye bakmaktır”
Kıbrıs sorununun müzakere süreçlerinde Türk tarafının göstermiş olduğu “iyi niyet ve esnekliğe” Rum tarafının karşılık vermemesinin, Türk tarafında “iki devletli” çözüm modeli yönünde bir pozisyon değişikliğine yol açması ve Kıbrıslı Türklerin Annan Planı sonrasında yaşadığı hayal kırıklığına ilişkin görüşünün sorulması üzerine Garber, “Sanıyorum önemli olan ileriye bakmaktır. Bu nedenle, biz her iki tarafın bu fırsatı ciddi bir şekilde değerlendirerek ve ilerleme olabileceğini düşündükleri konulara ilişkin kendi vizyonlarını ortaya koymalarını umuyoruz ve iyi niyet oluşacaktır” dedi.
“Kısmi olarak savunma ticareti kısıtlamalarının kaldırılmasının adada silahlanmayı teşvik ettiğini söyleyemeyiz”
ABD’nin, 1987 yılında “adanın yeniden birleşmesi yönündeki çabaları teşvik etmek ve adada silahlanma yarışını önlemek” amacıyla Güney Kıbrıs’a yönelik uygulamaya koyduğu silah ambargosunu 33 yıl sonra kaldırmasının doğru bir karar olup olmadığı konusunda Garber, şöyle konuştu:
“Silah ambargosu hiç olmamıştı. Ada üzerinde belli savunma ticareti kısıtlamaları bulunmaktaydı. ABD Kongresi, Aralık 2019 yılında Doğu Akdeniz Enerji ve Güvenlik Ortaklığı Yasası’nı geçirdi ve bu her iki partinin desteklediği çok güçlü bir mevzuat idi. Bu mevzuat, savunma ticareti kısıtlamalarını kaldırdı ve Başkana, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kara para aklama mücadelesinde kaydettiği ilerlemeyi ve Rus liman ziyaretlerini reddetmesi yönünde attığı adımları onaylama yetkisini verdi. Mevzuatta, ABD’nin ulusal çıkarları söz konusu olması halinde bu sertifikasyon gerekliliklerini kaldırma imkanı tanınıyor. Mike Pompeo’nun [eski ABD Dışişleri Bakanı] o dönemki tespiti, ABD’nin ulusal çıkarları adına bu kısıtlamaların kısmen kaldırılması gerektiğiydi. Kısmi olarak kısıtlamaların kaldırılması ne idi? Bu, ölümcül olmayan silahların direkt ticari satışına imkan tanımaktı. Burada nereden bahsediyoruz? Burada muhtemelen kurşungeçirmez yelekler, denizcilik alanı farkındalık teçhizatları, belki de üniformalardan bahsediyoruz. Alınan kararın ne olduğunu anlamak önemlidir, çünkü silahlardan konuşmadığınız zaman bunun adada silahlanmayı teşvik ettiğini de söyleyemeyiz.”
“ABD, Doğu Akdeniz’deki gerginliğin giderilmesi için şu anda bir rol üstlenmeyi düşünmüyor”
Kıbrıs’ta doğal gaz rezervlerinin keşfiyle taraflar arasında gerginliğin arttığı bölgede, Türk tarafının, enerji konusunda ortak komite kurulması ve bölgesel toplantı yapılması önerilerinde bulunduğu hatırlatılarak, ABD’nin Doğu Akdeniz’de taraflar arasında enerji iş birliğinin sağlanması amacıyla girişimde bulunma düşüncesi olup olmadığına ilişkin bir soruya Garber şu yanıtı verdi:
“ABD, Doğu Akdeniz’de doğal gaz kaynaklarının keşfinin tüm Doğu Akdeniz bölgesinde istikrar ve refahın sağlanmasına yardımcı olabileceğini düşünüyor. Bilhassa Kıbrıs’taki doğal gaz kaynaklarına ilişkin, biz bu kaynakların toplumlar arasında adilane bir şekilde paylaşılması gerektiğine inanıyoruz. Bu, ABD’nin istikrarlı duruşu olmuştur ve böyle olmaya devam edecektir. Ancak biz ayrıca, şu an tarafların gerginliği tırmandırmamak için provokatif olarak görülecek adımlar atmamasının önemli olduğunu düşünüyoruz, ancak açıkçası bölgede çok hassas dönemdeyiz. Özetleyecek olursak, doğal gaz kaynakları, birçok açıdan önemlidir. Biz, bu kaynakların bölgedeki insanları yakınlaştırıcı potansiyele sahip olduğunu düşünüyoruz. Bu kaynakların adilane bir şekilde paylaşılması gerektiğine ve gerilimi tırmandıracak ve provokatif eylemlerde bulunulmamasının çok önemli olduğuna inanıyoruz.”
Amerikalı diplomat, ülkesinin şu anda enerji konusunda bölgede bir arabuluculuk rolü üstlenme niyetinin olduğu konusunda bir bilgisinin bulunmadığını da söyledi.
“Hem Kıbrıslı Rumlar hem de Kıbrıslı Türkler ile müşterek alanlarda yakın ilişkiler kuruyoruz”
ABD’nin Güney Kıbrıs ile son zamanda geliştirdiği yakın işbirliğinde Kıbrıslı Türklerinin yerinin ne olduğuna ilişkin soruyu yanıtında, Garber, “bu, ikisinden birini tercih etmeyi gerektiren bir durum değildir. Biz, bunu kesinlikle bu şekilde görüyoruz. Biz, hem Kıbrıslı Rumlar hem de Kıbrıslı Türkler ile müşterek alanlarda yakın ilişki kuruyoruz. Bizim genel amacımız, Kıbrıs sorununun çözümlendiğini görmektir ve bu nedenle biz nisan aynı sonunda sunulan fırsatın önceki müzakerelere dönülmesi sürecine yardımcı olacağını umuyoruz” dedi.
“Kıbrıs’ta görev yapmaktan dolayı ayrıcalıklı hissediyorum”
Garber, Mart 2019’dan beri ABD Büyükelçisi olarak yürüttüğü misyonunun beklediği gibi bir tecrübe olup olmadığının sorulması üzerine, Kıbrıs adasında görev yapmaktan dolayı “”ayrıcalıklı hissettiğini”, ancak tüm dünyayı etkisi altına alan salgının ortaya çıkmasıyla hiç kimsenin son bir kaç yıl bu şekilde tecrübe yaşayabileceğini beklemediğini söyledi. Garber şöyle konuştu:
“Yaşanan salgından dolayı sanıyorum hiç kimse geçen yılın bu şekle dönüşeceğini beklemiyordu, herkesin bakışını etkiledi. Kıbrıs’ta tecrübem beklediğim gibi miydi? Kesinlikle, hayır. Hiç kimsenin son bir kaç yılki tecrübesinin beklediği bir şey olduğunu sanmıyorum. Ancak, Kıbrıs adasında görev yapaktan dolayı ayrıcalıklı hissediyorum. O kadar güzel bir ada ki. Kıbrıslılar, misafirperverlik ünvanını kesinlikle hak ediyor. Kıbrıs’ı gezerek, her kesiminden insanlarla tanışmaktan keyif alıyorum. Kıbrıs mutfağını ve kültürünü keşfetmek, adanın dillerini öğrenmeye çalışmak… Yavaş Yavaş (Elçi, Türkçe dilinde söylüyor)”
“Salgın bilhassa kuzeyde yakın ilişki kurma imkanımızı kısıtladı”
Büyükelçi, salgının bilhassa kuzeyde yakın ilişki kurma imkanlarını kısıtladığını belirten Garber, salgınla mücadele önlemleri çerçevesinde adada iki taraf arasındaki geçişlere getirilen kısıtlamaların kaldırılmasıyla, geçişlerin kısa süre içinde yeniden açılarak, insanların serbest dolaşımına dönebilmesini ümit ettiklerini söyledi.
Salgından dolayı yaşanan tüm bu olumsuzluklara rağmen kuzeyde Kıbrıslı Türkler ile “çok mükemmel deneyimleri” olduğunu ifade eden Büyükelçi şu ifadelerde bulundu:
“Kıbrıslı Türk iş temsilcileri ve Ticaret Odası ile birkaç kez bir araya gelerek, sorunlar ve fırsatlarla ilgili görüşlerini duymaktan keyif aldım. Bellapais ve Mağusa’daki iki toplumlu kadınlar yürüyüşüne katıldım, kadınlarla konuşma fırsatı yakalamak harikaydı. Bildiğiniz gibi, kadınların barış ve güvenlik konularında yer alması çok önemlidir. Dini liderlere, Müftü ile sohbet etme fırsatı yakalamaktan memnuniyet duydum. Kıbrıslı Türk gençler ile ilişkilerim bunlar arasında en önemli olanlardandı. Yani, o kadar dinamikler ki ve bir çoğu bizim Yaz Enstitüsü dahil çeşitli programlarımızda yer alıyor ve bu mükemmel. Belki biliyorsunuzdur son görevimde uluslararası çevre konularından sorumlu idim ve kuzeyde benim için öne çıkan deneyimlerimden biri de çevre örgütü Kaplumbağaları Koruma Cemiyeti’nin (SPOT) Alagadi sahilindeki kaplumbağaların denizle buluşma etkinliğinde bir gün geçirme ayrıcalığına sahip olmamdı. Bu, Kıbrıs’taki en güzel hatıralarımdan olacak.”
“Kıbrıs ve ABD arasında insanlarla ilişkiler anlamında olağanüstü bir bağ var”
Garber ayrıca, Kıbrıs ve Amerika arasında insanlarla ilişkiler anlamında “olağanüstü” bir bağ olduğunu görmenin kendisini mutlu ettiğini, bir o kadar da şaşırttığını ifade ederek şöyle devam etti:
“Sanıyorum ABD Büyükelçisi olarak benim için mükemmel olan şeylerden biri de adayı dolaştıkça ve farklı hayatlardan Kıbrıslılarla tanıştıkça, çoğunun bir şekilde Amerika ile bir bağlantısı olduğunu görmekti. Amerika’da yaşayan akrabaları, orada okuyan çocukları olanlar ya da California, New York, Florida, Texas’ta harika tatil yapanlar… Bir şekilde bir bağlantıları var. Bu hikayeleri duymak mükemmel. Diplomatik misyonun ne olduğunun özü bu …. Diplomatik misyon, insanlar arası yakın ilişkiler kurulmasına, insan ilişkilerin güçlendirilmesine yardımcı olmaktır…Ve bunu yapabilmek mükemmeldi. İtiraf etmeliyim ki, ABD ile Kıbrıs adası arasında insan ilişkileri seviyesinde bu kadar bağlantı olduğunu düşünmemiştim. Bu olağanüstü. Nerdeyse hemen herkesin ABD ile bağlantısının olduğu bir hikayesi var.”
“Salgının azalmasıyla kuzeyde yakın ilişkilerimizi artırmayı umuyoruz”
Salgından dolayı zor günlerin yaşandığı bu günlerde Kıbrıslı Türklere mesaj gönderen Büyükelçi, herkes için çok zor dönem olduğunu, ancak salgınla mücadelede ümit verici gelişmelerin yaşandığını ve salgının hafiflemesiyle birlikte Kıbrıslı Türkler ile yakın ilişkilerinin artırılmasını umduğunu söyledi. Garber, şu şekilde konuştu:
“Herkes için zor bir yıldı. Ancak yapı olarak iyimser biriyim. İstediğimiz kadar hızlı olmasa da aşıların çıkması bir dönüm noktası oldu. Salgın hakkında birçok şey öğrenildi. Bu nedenle sanıyorum tünelin sonunda ışığı görebiliyoruz ve bu gerçekten harika. Salgının gerilemesiyle kuzeydeki ilişkilerimizi artırmayı ümit ediyoruz. Salgın Kıbrıslı Türklere yönelik programlarımızı zorlaştırdı, programlar ya iptal oldu ya da sanal ortama taşındı. 2021’de Kıbrıslı Türklerle ilişkilerimizi gerçekten artırmayı umuyorum. Daha fazla Kıbrıslı Türkün ABD’de eğitim görmesini, değişim programlarımıza katılmasını görmeyi ümit ediyorum. Ve tabii ki, Nisan ayı sonundaki BM toplantısından olumlu sonuçlar çıkmasını umuyorum.”