Beşinci parsel sürprizi sürpriz değil…
Rum yönetiminin, tek yanlı ilan ettiği “MEB” içerisindeki 5 numaralı parseli, ExxonMobil Qatar Petroleum konsorsiyumuna ruhsatlandırmasının aslında sürpriz olmadığını, Rum yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in geçen yılın Eylül ayında New York’u ziyareti çerçevesinde ExxonMobil yetkilileriyle yaptığı görüşmede kotarıldığı bildirildi.
Rum yönetiminin ayrıca, söz konusu parseli yarışma (ihale) açmadan doğrudan konsorsiyuma vermek için AB’nin serbest rekabet kuralında bulduğu bir “boşluğu” değerlendirdiğine dikkat çekildi.
Fileleftheros 5’inci parselle ilgili gelişmenin, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in geçen yılın Eylül ayında gerçekleştirdiği New York Ziyareti çerçevesinde ExxonMobil yetkilileriyle yaptığı temaslarda kararlaştırıldığını, söz konusu parselde Ruhsat sahibi olmayı en çok isteyenin, Amerikalıların konsorsiyumdaki ortağı Katarlılar olduğunu belirtti.
“Edindiğimiz bilgilere göre ExxonMobil-Qatar Petroleum konsorsiyumu 10’uncu parsel yakınlarını delecek, Türkiye’nin ihtilaflı göstermeye çalıştığı bölgeye genişletmeyecek. Konsorsiyum’un yaptırdığı sismik araştırmada da 10’uncu parselden başlayıp bitişiğindeki 5’inci parsele genişleyen bir yatak keşfedildi. Bulunanlar çok önemli addediliyor ancak 5’inci parseldeki sondajların ne zaman başlayacağına dair bir işaret yok.
Konsorsiyumun 10’uncu parseldeki teyit sondajı Aralık ayı içerisinde başlayıp Ocak ayına kadar sürecek, sonuçlarının ise Nisan veya Mayıs’ta alınması bekleniyor. Fransız Total-İtalyan ENI konsorsiyumu da 6’ncı parseldeki sondajlarına 2022’nin ilk aylarında başlayacak.”
Gazete Rum yönetiminin, serbest rekabet kuralı gereği bu gibi durumlarda açık yarışma öngören AB tüzüğünde bir “pencere” (boşluk) bularak, ExxonMobil-Qatar Petroleum konsorsiyumuna 5’inci parseli doğrudan verdiğini yazdı, şu detayları aktardı:
“Lefkoşa, 10’uncu parselin 5’inci parsele bitişik olmasını ve bunun da araştırmaların, özellikle de araştırmaların sonuçlarının ruhsatlandırılmış deniz parselinin devamı olan bölgelere genişleyebilecek olmasını değerlendirdi. Dolayısıyla, yarışmasız doğrudan ruhsatlandırma kararı ile tamamen AB kapsamındadır.”
ÖZELLİKLE BU DÖNEMDE YÜKSEK RİSK TAŞIYOR
Gazete Rum yönetiminin gerek şirketlerle gerek şirketlerin geldiği ülkeler ile temas ederek enerji programını yeniden hareketlendirmekte kararlı olduğunu ancak Atina’daki çevrelerin, Rum yönetiminin bu faaliyetlerin özellikle bu dönemde yüksek risk taşıdığı görüşünde olduğunu kaydetti.
Aynı gazete “ExxonMobil İle Mat Hareketi” başlıklı haberinde Rum yönetiminin 5’inci parseli, ExxonMobil-Qatar Petroleum konsorsiyumunun “60’ını elinde tutan ve her istediğini yapan” Amerikalılara verdiğini, Katarlıların sadece yatırımcı olduğunu” yazdı “bu kuşkusuz Lefkoşa’nın, bir çeşit koruma satın aldığı akıllı bir hareketi” yorumunu yaptı.
RUM VE AMERİKAN DIŞİŞLERİ BAKANLIKLARINDAN CEVAP
Alihtia ve diğer gazetelere göre Türkiye’nin, 5 numaralı parselin bir bölümünün kendi kıta sahanlığına ait olması nedeniyle gösterdiği tepki ve haklarını korumadaki kararlılık açıklaması üzerine Rum ve ABD Dışişleri bakanlıklarından cevap açıklamaları geldi.
Habere göre Rum Dışişleri Bakanlığı 5 numaralı parselin sözde “Kıbrıs Cumhuriyeti MEB’i ve kıta sahanlığı içerisinde bulunduğu, Mısır ile yapılan anlaşmalar tahtında söz konusu parselde arama yapma ve değerlendirme egemenlik hakkına sahip olduğu ve bu hakkın, Türkiye de dâhil hiçbir üçüncü ülkenin haklarını etkilemediği” iddiasında bulundu.
Türkiye Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamanın, “uluslararası hukuka aykırı” ve Rum yönetiminin sözde “MEB’i ve kıta sahanlığındaki egemenlik hakkını” görmezden gelen” bir açıklama olduğu öne sürüldü.
Gazete ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsünün, ERT isimli Yunan televizyonu ve “Hellas Journal” isimli internet televizyonu tarafından Türkiye’nin 5’inci parsel tepkisinin sorulmasına karşılık söylediklerini okurlarına şöyle aktardı:
“Washington Kıbrıs Cumhuriyeti’nin MEB’i içerisinde bulunan kaynakları inkişaf ettirme hakkını tanımaya devam ediyor. ABD Doğu Akdeniz’deki gelişmeleri yakından takip ediyor. Tarafları, gerilimi azaltmaya katkıda bulunacak önlemler almaya çağırıyoruz. ABD’nin Kıbrıs Cumhuriyeti’nin MEB’i ile ilgili politikası uzun vadelidir ve değişmedi. Birbiriyle çakışan deniz talepleri alanında tarafları, anlaşmazlıklarını barışçıl ve Uluslararası Hukuka uygun çözmeye teşvik ediyoruz. Kıbrıs’ın, bütün kaynakları gibi petrol ve doğal gaz kaynaklarının da iki toplum arasında eşit paylaşılmasına inancımız devam ediyor.”