Bu sözlerle dünyaya ilan ettiler: Doğu Akdeniz’de söz sahibi ülke Türkiye

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki pozisyonuna ilişkin, 'Doğu Akdeniz'de en güçlü ve en büyük potansiyel olarak gelecekte söz sahibi olacak ülke Türkiye'dir. Türkiye Cumhuriyeti'nin müdahil olmadığı herhangi bir denklemde barışın sürmesi mümkün değildir dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti, her zaman orada olacak' dedi.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki pozisyonuna ilişkin, ‘Doğu Akdeniz’de en güçlü ve en büyük potansiyel olarak gelecekte söz sahibi olacak ülke Türkiye’dir. Türkiye Cumhuriyeti’nin müdahil olmadığı herhangi bir denklemde barışın sürmesi mümkün değildir dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti, her zaman orada olacak’ dedi.

Beypazarı Belediyesi’nce düzenlenen ‘7’nci Geleneksel Kızak Şenliği’ne katılmak için Ankara’ya gelen KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, ABD’nin, İsrail, Güney Kıbrıs ve Yunanistan’ın üzerinde çalıştığı Doğu Akdeniz Doğalgaz Boru Hattı Projesi’nden (EastMed) desteğini çekmesiyle ilgili DHA’ya açıklamada bulundu. Tatar, Rumlar ve Yunanların, kendilerini tehdit olarak gördüğünü belirterek, “Kıbrıs’ın etrafındaki doğal zenginliklerin paylaşımında bizi ve Türkiye Cumhuriyeti’ni işin dışına itmek için kendilerine göre bir projeydi. O projenin mümkün olmadığı ortaya çıktı dolayısıyla bizim bildiğimiz bir şeydi. Amerika ve diğer ülkeler de bu konuda kanaat oluşturmuşlar” diye konuştu.

‘BU HESAP DOĞRU VE ADİL DEĞİL’
Kıbrıs ve çevresindeki barışın devamı için mutlaka eşitlik temelli bir anlaşma olması gerektiğini vurgulayan Tatar, “Eşitlik temelli bir anlaşmaya da KKTC’nin dahil olması lazım. Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da her vesilede vurguladığı gibi Kıbrıs’taki hidrokarbon zenginliklerinin paylaşımında mutlaka geniş bir toplantının olması lazım. Bu toplantıya hem Türkiye Cumhuriyeti müdahil olacak hem Kıbrıslı Türkler müdahil olacak ve eşitlik temelinde nasıl bir anlaşma olabileceğinin değerlendirilmesi yapılacak. Maalesef Rumlar, Yunanlar ve bazı Avrupa ülkeleri Kıbrıs’ta Türkler yokmuş gibi hesaplar yaparak, bizi işin dışına itmek suretiyle kendilerine çekmeye çalışıyorlar fakat bu hesap tutmuyor. Bu hesap doğru ve adil değildir. Herkes de bunu görüyor. Biz bu mücadelede Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte hareket etmenin mutluluğu içerisindeyiz. Türkiye her fırsatta, ‘Doğu Akdeniz’de ne hakkımızı ne de KKTC’nin hakkını yedirmeyiz’ diyor. Bu da bize güç vermektedir çünkü ileride bu zenginliklerin paylaşımında Kıbrıs Türklerinin de hakkı ve payı vardır” dedi.

‘TÜRKİYE’NİN MÜDAHİL OLMADIĞI DENKLEMDE BARIŞIN SÜRMESİ MÜMKÜN DEĞİL’

KKTC’nin geçmişten gelen ve uluslararası hukuktan doğan haklarının korunması için bu mücadelenin Türkiye Cumhuriyeti tarafından sahiplenilmesinin kendilerine güç verdiğini dile getiren Tatar, “Biz halkımıza diyoruz ki ‘Kıbrıs’ta 2 eşit halk vardır, 2 ayrı devlet vardır. Onların ne kadar egemenliği olursa bizim de o kadar egemenliğimiz var’. Kıbrıs’a baktığımızda Rodos’tan, Girit’ten sonra Kıbrıs’ın önemi bir kez daha ortaya çıkıyor. Bir kez daha Kıbrıs’ın ne kadar değerli ve statüsünün fevkalade stratejik, fevkalade jeopolitik olduğunu zaten hepimiz biliyoruz. Kıbrıs çok önemlidir, çok değerlidir. Coğrafya bakımından, tarih bakımından, ticaret yollarının kesiştiği bir nokta olarak da önemlidir. Türkiye’nin sadece 40 mil uzaklığındadır. Türkiye İskenderun Körfezi’nden Ege adalarına kadar 2 bin kilometre sahil şeridiyle Akdeniz’de en fazla söz sahibi olması gereken, bugün 85 milyon, yarın 100 milyonluk büyük bir ülkedir. Doğu Akdeniz’de en güçlü ve en büyük potansiyel olarak gelecekte söz sahibi olacak ülke Türkiye’dir. Türkiye Cumhuriyeti’nin müdahil olmadığı herhangi bir denklemde barışın sürmesi mümkün değildir. Dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti her zaman orada olacak. O zaman adil bir çözüm şekli ortaya çıkabilir. Maalesef şu an bu duruma yakın değiliz. Karşı taraf bizi hep dışlamaya çalışıyor” diye konuştu.

‘SİLAHLANMALAR BEYHUDE’

Ersin Tatar, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin sınır hattına asker ve silah konuşlandırmasıyla ilgili de “Rum kesimi sürekli sınırlara asker ve silah konuşlandırıyor. 1974 Barış Harekatı’yla Kıbrıs’ta Türk halkının hakkı kazanılarak iki devlet oluşturulmuştur. O zamandan beri güney tarafında epey silahlanma olduğunu biliyoruz. Ancak 40 mil uzaklıkta 85 milyonluk bir Türk milleti vardır. Türkiye Cumhuriyeti’nin gücünü bütün dünya biliyor dolayısıyla biz Türkiye’ye bakıyoruz. Hiçbir zaman meydanı boş bırakmayız. Kimse çatışma istemez; ama güney tarafının da dikkat etmesi lazım. Bu silahlanma kime yöneliktir? Bunun hesabını kitabını bir kez daha gözden geçirmeliler çünkü karşılarında büyük bir millet var. Daha fazla konuşmaya bile gerek yok, silahlanmalar beyhudedir” dedi.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu