Dışişleri Bakanlığı: Rum tarafının KKTC’nin onayını almadan yapacağı Hidrokarbon bağlantılı araştırmayı şiddetle kınıyoruz
Dışişleri Bakanlığı, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKRY), KKTC ruhsatlarını kapsayan alanda NAVTEX ilanı ile Doğu Akdeniz’de gerginliği tırmandırdığını vurguladı.
Dışişleri Bakanlığı, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKRY), KKTC ruhsatlarını kapsayan alanda NAVTEX ilanı ile Doğu Akdeniz’de gerginliği tırmandırdığını vurguladı.
Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, “Rum tarafının Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin onayını almadan yapacağını açıkladığı bu araştırmayı şiddetle kınıyoruz.” denildi.
Dışişleri Bakanlığı açıklamasında, GKRY’nin bir süredir Malta bayraklı ve İtalyan sahipli NAUTICAL GEO adlı gemiyle icra ettiği hidrokarbon bağlantılı araştırmalar ile Doğu Akdeniz’de gerginliği tırmandırdığı vurgulanarak, GKRY’nin yayımladığı yeni bir NAVTEX ile söz konusu geminin 21-23 Ekim tarihlerinde Ada’nın güneyinde KKTC ruhsatlarını da kapsayan bir alanda yeni bir araştırmaya başlayacağını duyurduğuna dikkat çekildi.
Açıklamada Kıbrıs adasının iki ortak sahibinden biri olan Kıbrıs Türk halkının Ada’nın etrafındaki denizlerdeki hidrokarbon kaynaklarının da ortak sahibi olduğu ifade edilerek, “Bu Kıbrıs Türk halkının 1960’ta kazandığı egemen eşitliğin ve eşit statünün doğal bir yansımasıdır. Bu nedenle Rum tarafının Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin onayını almadan yapacağını açıkladığı bu araştırmayı şiddetle kınıyoruz.” denildi.
Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:
“Hal böyle iken, Kıbrıs Türk halkının, haklarının Rum tarafınca tek yanlı eylemlerle ve oldu-bittilerle gasp ve ihlal edilmesine seyirci kalınmayacaktır. Rum tarafının bu tek yanlı faaliyetleri karşısında, haklarımızın korunması için, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO), devletimizin 2011 yılında verdiği ruhsat alanlarında Kıbrıs Türk halkı adına çalışmalarını yürütmeye devam edecektir.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin her zaman öncelikli tercihi, bu sorunun iş birliği ve uzlaşı seçeneği ile ele alınması olmuştur. Ada ve etrafındaki doğal kaynaklara ilişkin 13 Temmuz 2019 tarihli önerimiz ile Türkiye’nin biz dahil ilgili tüm tarafları bir araya getirmeyi hedefleyen Doğu Akdeniz konferansı çağrısı, konunun diplomasi çerçevesinde çözümüne imkan tanıyacak önemli fırsatlardır.
Doğu Akdeniz’deki gerginliği tırmandıran ve bölgedeki istikrarı bozan GKRY’ye yaptığımız çağrıları bu vesileyle bir kez daha hatırlatmak isteriz.”