Tahsin Ertuğruloğlu: “Çözüm isteyenlerin çoğu proje; hellim konusunda resmen oyuna geldik”

Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, Kıbrıs sorununa çözüm arayanların “suçluluk psikolojisi” içinde yaşadıklarını ve büyük bir çoğunun ‘proje’ olduğunu ifade etti; hellim konusunda yaşanan gelişmeleri ise “oyuna geldik” şeklinde nitelendirdi.

Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, Kıbrıs Postası TV’de Gökhan Altıner’in sunduğu “Sabah Postası” programına konuk olarak; hellimin coğrafi tescili, yaklaşan 5+1 Cenevre görüşmeleri ve “Türkiye’ye ilhak iddiaları” ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Kıbrıs sorununa ilişkin konuşan Bakan Ertuğruloğlu, “Ben ‘çözüm’ sözcüğünü kullanmayı pek tercih etmem. Çünkü bu sözcüğü kullandığınız takdirde, KKTC gerçeği, çözümsüzlüğün unsuru olarak algılanır. Bu yüzden ben ‘anlaşma’ derim” dedi.

Adada ateşkes anlaşması olmadığını, fiili bir ateşkesin yaşandığını ifade eden Ertuğruloğlu, “Bu anlaşmanın olmamasının nedeni, imzalanması halinde, Rumların ‘iki ayrı devlet’ statümüzü kabul etmiş olacak olmasıdır” şeklinde konuştu.

“KIBRIS MESELESİ, EKONOMİK BİR MESELE DEĞİL”

Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’ın, “Kıbrıs meselesi siyasi bir meseledir ve statü meselesidir” söylemine işaret eden Ertuğruloğlu, “Kıbrıs meselesi, ekonomik bir mesele değildir. Bunu iddia edenlerin, olaya ne kadar yanlış baktığını ifade etmek istiyorum. Rum tarafına ‘dünyanın tanıdığı devlet statüsü’ tanındıktan sonra, Kıbrıs konusunu, iki toplu müzakerelerle çözemezsin” dedi.

Ertuğruloğlu, “Dünyaya ve bizim gibi düşünmeyenlere soruyorum; Kıbrıs Cumhuriyeti diye yasal bir devlet varsa, o zaman Kıbrıs sorunu nedir? 52 sene görüştük, bir netice alamadık. Bu mesele çok mu karmaşıktı da bu yüzden mi çözemedik? Hayır” şeklinde konuştu.

“EĞER KIBRIS CUMHURİYETİ VARSA, O ZAMAN LÜTFEN NEYİN ÇÖZÜMÜNÜ YAPMAYA ÇALIŞTIĞINIZI TARİF EDİN”

Kıbrıs Rum tarafını suçlamadığını, onlara tanınmışlık statüsünü ve avantajını veren uluslararası camiayı suçladığını söyleyen Ertuğruloğlu, “Eğer Kıbrıs Cumhuriyeti varsa, o zaman siz neyin çözümünü yapmaya çalıştığınızı lütfen tarif edin. Bu düşünce şekli, anlaşma karşıtı olmak değil; gerçekleri görmektir” dedi.

“KIBRIS CUMHURİYETİ, KOPENHAG KRİTERLERİNE AYKIRI BİR ŞEKİLDE AB ÜYESİ YAPILDI”

‘Kıbrıs Cumhuriyeti’nin, Kopenhag kriterlerine uyulmadan AB üyesi yapıldığını ifade eden Ertuğruloğlu, kriterler arasında, ‘komşularla sıfır sorun’ maddesi bulunduğunu, bunun yanı sıra ‘halledilmemiş bir Kıbrıs meselesi’nin de devam ettiğini ifade ederek, “Siz nasıl böyle bir ülkeyi AB üyesi yaparsınız?” diye sordu.

“BİZE DÜŞMANLIK YAPANLARA NEDEN HAYRANLIK DUYUYORSUNUZ?”

Birileri beni AB düşmanı olarak tanımlıyor ama bizim kimseyle bir düşmanlığımız yok” diyen Ertuğruloğlu, “Ama bize düşmanlık yapılıyor. Bize düşmanlık yapanlara neden hayranlık duyuyorsunuz? Niye AB’nin yanlış yaptığını söylemiyorsunuz. Bunu Avrupalıların kendileri bile söylüyor” şeklinde konuştu.

“… YETER Kİ KIBRISLI TÜRKLER TEK SES OLMASIN, AB HAYRANLIĞI ÖN PLANA ÇIKSIN”

Kıbrıs meselesiyle ilgili konuları yabancılarla 24 saat tartışabileceğini, bu tip durumlarda motive olduğunu belirten Ertuğruloğlu, “Ama kendi içimizdeki insanlarla bunları tartışmak, bizleri çok üzüyor. Rumlarla, Amerikalılarla, Fransızlarla yaptığımız tartışmaları Kıbrıslı Türklerle de yapmak, bizim en büyük zafiyetimiz. Birlikteliğimizi perçinlemek için algı operasyonları yapılıyor. Yeter ki Kıbrıslı Türkler tek ses olmasın, AB hayranlığı ön plana çıksın” ifadelerini kullandı.

“GERÇEKLERİ GÖRMEYENLER, SUÇLULUK PSİKOLOJİSİ ZAFİYETİ YAŞIYOR… ÇOĞU PROJE”

Kıbrıs sorunuyla ilgili “gerçekleri görmeyenlerin, suçluluk psikolojisi zafiyeti yaşadığını” ve bu kişilerin büyük bir çoğunluğunun ‘proje’ olduğunu savunan Ertuğruloğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Bu gerçekleri görmeyen bu arkadaşların zafiyetleri, suçluluk psikolojisidir. Dünyaya biz bir suç işledik, bizi affetmeleri beklentisiyle, arkamızı sıvazlayıp ‘aferin siz iyi çocuksunuz, siz çözüm istersiniz… Bence büyük bir çoğunluğu projedir.”

“ÜZÜLDÜĞÜM, BU DAVANIN PARTİLER ARASI REKABETİN TEMEL UNSURU HALİNE GETİRİLMESİDİR”

Benim üzüldüğüm, Kıbrıs Türkünün, ulusal davasında tek ses olmamasıdır” diyen Ertuğruloğlu, “Üzüldüğüm, Kıbrıs konusunun partiler üstü bir konuma getirilememesi, partiler arası rekabetin temel unsuru haline getirilmesidir” dedi.

‘İSMİNİ VERMEK İSTEMEDİĞİ’ MİLLETVEKİLİ… “SİZİN BU MECLİSTE NE İŞİNİZ VAR?”

Dün gerçekleşen Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulunda kürsüye çıkan, “ismini vermek istemediği” bir Milletvekilinin sözlerine işaret eden Ertuğruloğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Egemen eşitliğin mümkün olmadığını, bunun, abesle iştigal etmek anlamına geldiğini söylüyor… Bu Milletvekili, Mecliste, kürsüde, egemen eşitlik üzerine, ‘abesle iştigaldir’ diyor. İsmini kullanmayayım ama son Meclis oturumunda yapılmış bu konuşma. O zaman sizin bu Mecliste ne işiniz var? Bu Meclis, halkın egemenliğinin temsil edildiği bir yerdir. Devletin varlığı üzerine ant içip, namus ve şeref sözü vererek geldiğiniz bir yerdir. Başka bir ülkede böyle bir şey yaşansa, bu durum sorgulanır. Olacak şey değil… Bu yapıyla Rumlarla bir anlaşma olasılığını nasıl görebiliyorlar? Biz kendi içimizde anlaşamadık…”

“AB CENEVRE’YE GELECEKMİŞ… ‘GELEMEZSİNİZ’ DEDİM!”

Avrupa Birliği’nin, Cenevre’de gerçekleşen 5+BM gayrıresmi görüşmelerine katılma istemine ilişkin konuşan Ertuğruloğlu, “Cenevre’ye geleceklermiş… ‘Gelemezsiniz’ dedim! ‘Gelmemiz gerek’ diyorlar. Biz itiraz edeceğiz” dedi.

“TÜRKİYE DE AB’NİN CENEVRE’DE OLMAMASI GEREKTİĞİNİ DÜŞÜNÜYOR”

Türkiye’nin de kendisiyle aynı fikirde olduğunu ifade eden Ertuğruloğlu, sözlerine şöyle devam etti:

“Türkiye de Cenevre’de olmamalarının gerektiğini savunuyor. Gözlemci olmaları gerekiyormuş… Görüşmelerin, AB müktesebatına uyup uymayacağını göreceklermiş. (AB) sen sorunun kendisi oldun artık. İleride eğer müzakere süreçleri gerçekleşirse, orada da olmamaları gerektiğini düşünüyorum. Hani derler ya bize, ‘çözüm bulunacaksa, bu adadaki tarafların kendi hür iradeleriyle olacak’ diye. Peki, bu doğruysa, AB’ye kim bu hakkı veriyor? Sen (AB) hata yaptın; yaptığın hatanın bedelini ben ödeyecek değilim. Kıbrıs’ta olası bir anlaşmaya sen kendi müktesebatını uyarlaman lazım.”

HELLİMİN COĞRAFİ TESCİLİ… “NE YAPALIM? AB’Yİ ALKIŞLAYALIM MI?”

Hellimin coğrafi tescili ile ilgili yaşanan gelişmelere değinen Ertuğruloğlu, “Ne yapalım? AB’yi bu karar için alkışlayalım mı? Ben bu gelişmenin, sevindirici bir olay olduğunu düşünmüyorum. AB, bizi Kıbrıs Cumhuriyeti diye isimlendirilen Rum devletinin bir toplumu olarak görüyor” şeklinde konuştu.

“FRANSIZLAR, ALMANLAR, İTALYANLAR HELLİM DÜŞKÜNÜ DEĞİL”

Hellimle ilgili yaşanan gelişmelere ilişkin konuşmasına devam eden Ertuğruloğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Şimdi biz AB’ye hellim mi satacağız? Rumun tayin edeceği bir mekanizma Kıbrıslı Türk hellim üreticisini denetleyecek. Bunu kabul etmek ne demek? Benim ürünümün Rumun tayin edeceği birileri tarafından denetlenmesi, ‘tamamdır’ derse satılması… Hellim üreticileri için bir piyasadan söz ediliyor. Peki, bana verilen bilgilere göre Fransızların, Almanların, İtalyanların, Hollandalıların… Bunların hellim düşkünü olduklarını duymadım bugüne kadar. Kime satıyoruz? AB diye, İngiltere’ye satıyorduk; AB’ye değil.”

“KOMPLOYA GELDİK”

Hellimle ilgili yaşanan tescil gelişmesini, “komplo” olarak niteleyen Ertuğruloğlu, “Biz bu komploya gelmemiş olsaydık, hellimimizi yine İngiltere’ye satabilecektik. Benim o ülkelerde yıllarım geçti. Ne Fransız, ne İtalyan, hellim yemiyor. Resmen oyuna geldik” dedi.

“RESMEN OYUNA GELDİK”

Resmen oyuna geldik” diyen Ertuğruloğlu, “egemen eşitlik temelinde bir politika savunurken, bu duruşla Cenevre’ye gitme noktasındayken, AB’nin bizi ‘sözde Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bir toplumu olarak indirgemesi… Ve buna alkış tutan siyasilerimiz de var. Bu bir başarı olarak gösteriliyor” şeklinde konuştu.

“CENEVRE’DE ORTAK ZEMİN BULUNMA OLASILIĞI YOK”

Cenevre’de Nisan ayının son haftasında gerçekleşmesi beklenen 5+BM gayrı resmi görüşmelerine ilişkin konuşan Ertuğruloğlu, “5+BM’de ortak zemin bulunması olasılığı yok. Ben olacağını düşünmüyorum. Bizim dik duruş sergilememiz gereken bir sürecin içine girdik. İçimizde, bu dik duruşu sergilemememizi isteyenler var. Kıbrıs Türkü bu adada Kıbrıs Cumhuriyeti denen Rum devletinin bir azınlığı değildir. Masaya, eşit egemenlikteki devletler olarak oturmalıyız” dedi.

İLHAK TARTIŞMALARI… “TÜRKİYE’NİN BÖYLE BİR POLİTİKASI YOK”

Yeniden gündeme gelen “Türkiye’ye ilhak” konularına da değinen Ertuğruloğlu, “Ne Türkiye’nin böyle bir politikası var, ne de Kıbrıslı Türklerin böyle bir hevesi var” dedi.

“TÜRKİYE; EMPERYALİST, SÖMÜRGECİ BİR ÜLKE DEĞİL”

“Bunu gündeme getirmek, abesle iştigaldir. Türkiye’yi kötüleme algısını yaratmaya çalışıyorlar. Bu algının sorumlusu, sadece buradaki arkadaşlar olmayabilir” diyen Ertuğruloğlu, “Türkiye, toprağa ihtiyacı olan bir ülke değil. Türkiye, emperyalist bir ülke değil, sömürgeci bir ülke değil. Osmanlı İmparatorluğu sömürgeci değildi. Ama hayran oldukları İtalyan, İngiliz, Alman… Tümü sömürgeci. AB de sömürgeci” ifadelerini kullandı.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu