Türkiye’den yeni petrol keşfi müjdesi: Yakında ilan edeceğiz
Türkiye, Adana'da petrol keşfetti. Gelişmenin müjdesinin yakında verileceğini ifade eden Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, 'Adana'daki petrol keşfini yakında ilan edeceğiz.' diye konuştu.
Türkiye, Adana’da petrol keşfetti. Gelişmenin müjdesinin yakında verileceğini ifade eden Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, ‘Adana’daki petrol keşfini yakında ilan edeceğiz.’ diye konuştu.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Yeni Şafak’ın sorularını cevaplandırdı.
EVDEKİ DOĞAL GAZIN TAMAMI KARADENİZ’DEN GELECEK
– Karadeniz’deki doğal gaz üretimi ne zaman 40 milyon metreküpe ulaşır?
Petrolde ithalatımız toplam ihtiyacımızın neredeyse yüzde 92 seviyesinde. Yüzde 8’lik bir üretimimiz var. Doğal gazda daha kötü. Yüzde 1 üretimimiz var. Yüzde 99’nu ise ithal ediyoruz. Ama bu Karadeniz’deki keşifle birlikte bu oranları tersine çevirmeye başlayacağız. İlk fazda 10 kuyu tamamlayacağız. 10 kuyudan günlük 10 milyon metreküplük bir üretim hedefliyoruz. Önümüzdeki 4 yıl içerisinde 10 kuyuyu 40 kuyuya tamamlayacağız. Böylece 40 milyon metreküpe ulaşmış olacağız. Maksimum üretime ulaştığında Türkiye’deki hanelerin doğal gaz ihtiyacının hemen hemen tamamını kendi gazımızla karşılar hale geleceğiz. Hem deniz hem de karada çok ciddi çalışma var. Şu anda 5 bin 200 kişi çalışıyor. Karadeniz’de şuan 3’ü sondaj olmak üzere 34 gemimiz var. Bu rakam Temmuz-Ağustos gibi 45’e ulaşacak. Biz Filyos’u kıyı lojistik merkezi olarak değerlendiriyoruz.
– ‘Türkiye bu gazı çıkaramaz’ diyorlardı. Bu işin ne kadarını kendimiz yapabiliyoruz?
Burada her şeyi yerli imkanlarla yapmak imkansız. ABD de her şeyi yerli imkanlarıyla yapmıyor. Endüstri küresel bir yapıda. Bazı hizmetler belli şirketlerin ihtisaslaştığı alan haline gelmiş. Karadaki petrolü çıkarma kabiliyeti daha gelişmiş durumda. Çünkü burada insanoğlunun 100 yıllık bir tecrübesi var. Asıl problem denizde, kıyıdan uzakta ve derin denizde. Birkaç bin metre derinliği olan yerde. Gerek mühendislerle gerekse tedarikçilerle ilişki içindeyiz. Ama sıfırdan başlanmıyor. Biz karada kendi sondaj kulemizi inşa etmeye başladık. Borulamayla ilgili bazı tedarikleri yerli firmalardan alabilir hale geliyoruz.
‘TÜRKİYE’DE ÜRETİM’ ŞARTIYLA İŞ YAPTIRIYORUZ
Burada yaptıkça, öğrendikçe birçok ürünü yerleştirmiş olacağız. Bunun bir kısmı yerli dizayn olacak, bir kısmı Türkiye’de üretilmiş olacak. Bazı işleri yaptırırken ‘gel burada üret’, ‘teknolojiyi transfer et’ diyoruz. Beyin göçünü tersine çevirdik. Şu anda yurt dışında çalışan 100’ün üzerinde kendi insanımızı bu projeye dahil ettik. Şimdi Türkiye’ye de çalışmaya başladılar. Küresel ölçekte birçok projeyi yönetmiş arkadaşlarımız şimdi bu projeyi de yönetiyor. Bunlar Türk vatandaşları. Sağ olsunlar fedakârlık da yapıyorlar. Ücret konusunda yurt dışındaki kadar verme imkânımız olmuyor ama bir heyecanla Türkiye’ye olan manevi borç gibi görüyorlar. Bizim için son derece sevindirici.
GEREKİRSE FABRİKADA ADAM YATIRIYORUZ
– Mühendislik yaklaşımı tamamen bizim kontrolümüzde mi? Bizim yönlendirmemizle mi yürüyor?
Tabii, ‘yapamazlar edemezler’. Öyle bir şey yok. Yani zaman doğrulayacak inşallah. Şunu da söyleyeyim. Böyle bir proje hakikaten normal şartlar altında 6-7 yıldan önce bitmez. Biz şimdi 2.5 yıl gibi bir süre içerisinde ilk üretimi başlatmış olacağız. Yani şu anda 6 bin iş kalemini birlikte yönetiyoruz tedarikte. Yeri geliyor bazı ekipmanlar için fabrikada adam yatırıyoruz başka bir yere gitmesin malzeme diye. Bu tip durumlar oluyor.
DESTEK KATLANDI
– 2023 gibi bir eşik var önümüzde. Enerji politikanızın dışında, belki vergi kısmında siyaseten başka tedbirler alma mecburiyetiniz yok mu?
Şu anda enerji fiyatlarında dışarıya da bağımlı olduğumuz için çok kontrol edilebilen bir alan değil. Özellikle hane halkına bu aşırı artışları yansıtmamak için hükümetimiz olarak hem geçen yıl hem de bu yıl ciddi destek sağlıyoruz. Geçtiğimiz bu yıl bu rakam elektrikte 20 milyar civarındaydı. Bir de biliyorsunuz akaryakıtta da ÖTV almamıştı. Akaryakıtı bir kenara koyduğumuzda 100 milyarlık bir destek vardı. Bu sene elektrikte ve gazda 200 milyar liranın üstünde olacak. Destek oranları aşağı yukarı aynı devam ediyor. Hazinenin de taşıyabilecek bir yükü var. Önümüzdeki yıl kendi gazımızı aldığımızda yurt dışı fiyatlarına göre daha çok ekonomik olduğunu görüyoruz. O zaman belki pozitif yaklaşım içerisinde olabiliriz.
EN İYİ HAT TÜRKİYE
– Dış İşleri Bakanımızın İsrail ziyaretinde enerji konulu teması olacak mı?
Bu ziyaret ilk önce Mevlüt Bey ile birlikte gideceğimiz şeklinde düşünüldü. İlk diyalogların dışişleri bakanları seviyesinde olması, sonrasında da enerji ve diğer konularda adımların atılması konusunda planlandı. Hem bize hem onlara uygun bir takvim belirlemeye çalışıyoruz. İlk temaslar dış işleri seviyesinde oldu ama orada konuşulan konulardan biri de şüphesiz enerjide atılacak adımlar olacak. İsrail gazı şu anda Mısır üzerinden yurt dışına çıkıyor. İsrail gazı için en kısa en ekonomik hat Türkiye’dir. Türkiye hem güzergâh olarak yakın hem de altyapı olarak güçlü. Buralarda İsrail tarafından birkaç trilyon metreküp keşif açıklandı. Uluslararası şirketler de var işin içinde. Bu işe sıcak bakması gerekiyor. Karşılıklı saygı ve fayda bakımından ortak bir yol bulunulabileceğini düşünüyorum.
TÜKETİMİN YÜZDE 75’İ İKİNCİ KADEMEDE
– 100 bin liralık arabayı kullanan da sizin verdiğiniz sübvansiyonlu benzini kullanıyor, 500 bin liralık arabaya binen de bu sübvansiyondan yararlanıyor. Yalıda oturan da gecekonduda oturan da aynı sübvansiyona tabii doğal gazı ödüyor. Bu sübvansiyonları gelir durumuna göre ayarlamak mümkün mü?
Son derece önemli bu. Elektrikte kademe uygulamasına geçtiğimizde bu yıl başında tam sizin bu dediğinizi düşünmüştük. Geliri fazla olan bir miktar daha fazla tüketiyor. Dolayısıyla işte ikinci kademede biraz gerçek maliyetlerle yüzleşmiş olur ama bizim birinci kademe dediğimiz kısım ilk başta 150 kilovatsaat ile başlayıp şimdi 240 kilovatsaat ile devam eden kısımda orta ve dar gelirli ailelerin istatistikleri elimizde. Bunu görebiliyoruz. Buradan hareket edilmesinin doğru olacağını düşünüyoruz. Şu anda birinci kademeye girenlerin oranı yüzde 75. Yani yüzde 25’lik kısım aşağı yukarı 300 lirayı geçerse ikinci kademe oluyor.
– Bu tasarruf anlamına gelmiş olabilir mi?
Evet çok güzel. Biz vatandaşımızda bir farkındalık oluşturduğumuzu gördük. Herkes dün ihmal ettiği tasarruf yolundaki davranışlarını yeniden sergilemiş oluyor. Daha dikkatli kullanarak hem kendi bütçelerine hem devlet bütçesine katkı vermiş oluruz. Çünkü biz bu enerjiyi yurt dışından dövizle ithal ediyoruz. Biz vatandaşımıza TL ile satıyoruz ama yurt dışından petrolü, doğal gazı ve kömürü dövizle alıyoruz.
Rus doğal gazını üçüncü ülkelere satmak izne bağlı
– Akkuyu’daki yatırımda bir sorun var mı?
Akkuyu’da önümüzdeki yıl ilk üniteye ilişkin olarak malzemelerin büyük bir kısmını bağlamışlardı. Çünkü proje önceden başladığı için. Takvime uygun olarak geliyor. 2., 3. ve 4. ünite de var. Onlar da birer yıl arayla gelecek.
– AB yaptırımları sürerken Türkiye Rus gazını alıp satabilir mi?
Yok. Şimdi arkadaşlar bir ürünü aldığınızda eğer satıcı taraf size export hakkı vermezse onu tekrar satamazsınız. Bizim anlaşmalarımızda da re-export ile ilgili hususlar ancak izne tabi. Bugüne kadar da biz aldığımız gazı iç piyasada tükettik. Onun için de böyle bir şey hiç gündeme gelmedi. Bugünden sonra bu olur mu olmaz mı, o konuda bugünden bir değerlendirme yapmak doğru değil.
– Yeşil Mutabakatı rafa kaldıran Avrupa ülkelerinin kömür ve nükleer enerji santraline kadar yeni projeleri gündeme getirdiğini görüyoruz. Türkiye kısa orta uzun vadede enerji kompozisyonunu nasıl planlıyor?
Şimdi biz tabi kaynak çeşitliliği ile birlikte dengeli bir portföyden yanayız. Birincisi azami ölçüde yenilenebilir kaynakları kullanmamız gerekiyor. Şu anda yenilenebilirin elektrik kurulu gücü içerisindeki payı yüzde 54. Sonra yerli kaynaklar, ki yenilenebilir kaynaklar da bir yerli kaynaktır onu da söyleyeyim. Rüzgârı ve güneşi yerli kaynak olarak görüyoruz aynı zamanda. Orada da bir yüzde 10’luk bir pay var. Demek ki yüzde 64-65 civarı yerli ve yenilenebilir kaynaktan bahsediyoruz. Yani politikalarımızın öncelikleri böyle.
YENİ KEŞFİN MÜJDESİ ADANA’DAN GELECEK
– Son zamanlarda hem eski kuyularda sondajlar yapılıyor hem de yeni sondajlar var. Yeni bir müjde var mı yakında?
Petrolle ilgili, TPAO son 4-5 yılda günlük 41.000 olan üretimimizi 61.000 varile çıkarttı. Yani yüzde 50’lik bir artış var ama yeter mi yetmez. Özel sektör üretimi de yaklaşık 15.000 varil. Tüketimimizin yüzde 8’ini üretiyoruz. Geçmişte güvenlik problemi nedeniyle giremediğimiz, araştırma yapamadığımız birçok sahaya şimdi güvenlik birimlerimiz temizleyip bize veriyor. Gabar’da ‘Şehit Esma Çevik Sahası’ olarak isimlendirdiğimiz sahada iki tane üretim kuyusu açtık.Günlük üretimleri 2000 ila 3000 varil arasında. Geçmişte kapatılmış kuyular var. O kuyulardan tekrar değerlendiriyoruz. Üretime aldıklarımız var. Şimdi İç Anadolu ve Batı Anadolu’ya doğru kaydırıyoruz. Adana’daki petrol keşfini yakında ilan edeceğiz.